Sabriye Güler: " YALAN GÜMRÜK ÖDEMEMİŞ..."

Yalan gümrük ödememiş... Dünya ve ülkemiz salgınla cebelleşirken, dünya bir avuç zengin ve güçlü devletin zorbalığı ile yol alıyor. Ülkesinin değil, kendi çıkarını düşünen insanların gittikçe çoğaldığı bir güne uyanıyoruz her gün... Fedakârlığın azaldığı yerlerde yalan dolan, hile, ahlaksızlık artar ve insanlar iki yüzlü olurlar. Böyle bir ortamda doğru sözlü olan, sözünü esirgemeyen ve sakınmadan herkesi eleştiren kişiyi kimse sevmez, sevilmez...

Çünkü bu kişi doğru sözleriyle ahlaksızlık üzerine bina edilmiş menfaat düzenini bozmaya çalışır ve çok kimseyi rahatsız eder. Dolayısıyla çıkarları zedelenen, kusurları yüzüne söylenen, ikiyüzlülükleri yüzlerine çarpılan insanlar, etrafın da böyle insanları görmek istemezler... İnsanlar arası ilişki de tıpkı kişiler arası ilişki gibidir.

Türkiye demek ki bir şeyler yapıyor ki, etrafımızdaki kendini dev aynasında gören, dünya eşkıyalığına soyunan "güç bende" naraları atanlar rahatsız oluyorlar. Demek ki Türkiye'de, korsan ülkelerin çıkarına ters giden doğru bir yolda... Aklıma hemen ilk etapta bu geliyor. Türk gemisinin kaptanına ve mürettebatına Türkiye toprağında silah doğrultuluyor. Kaptan ve mürettebatının elleri havada fotoğrafları dünyaya servis ediliyor... Bunlar elbette gazetecilerin çektiği fotoğraflar değil, Avrupa Birliğinin, Deniz Kuvvetlerinin silahlı uygulama sırasında çektiği fotoğraflar...

Türkiye’yi rencide edici bir dolu hareketler eşliğinde gemiye haydut gibi giriyorlar.

Türkiye’nin Avrupa’daki yerini anlamak istiyorsanız, Türk ticaret gemisi kaptanı ve mürettebatının elleri havada fotoğraflarına bakabilirsiniz... Bence bunlar bunu yapmakla çok iyi ettiler... Hemen kızmayın canım, içlerindeki gerçek duygularını ve ne düşündüklerini iyice belli ettiler... Bazı şerler hayır getirir.

Uluslararası Hukuk bile onlara vız geldi... Neden korkuyorlar, Türkiye neden bunları bu kadar ürkütüyor. İşte bu nokta çok önemli...

İçteki düşman ve dıştaki düşman el ele vermiş, Türkiye'ye demokrasi getireceklermiş... Bilgiye erişebilir olmak her daim gerçeğe ulaşıldığı anlamına gelmiyordu! Küreselleşen dünyada cehalet yayarak algı oluşturmak emperyalizmin en etkili silahıydı demişti, Soner Yalçın... Ne doğru demiş... Vay vaygördeinan duy da inan. Ne karşılığı Türkiye'ye karşı ne kadar hainlik eden varsa, demokratik demokratik mandacı mantığı ile yol alalım diyorlar. Duygusal açıdan demokrasi, analitik açıdan mandacılık... Yani yepyeni bir deyimle, yeni nesil sömürge arıyorlar. Türkiye çantada keklikti, keklik ellerinden uçtu galiba, kızgınlıkları ondan... Çünkü Türkiye dünyanın en değerli arsasına sahip, en güzel kaynaklarına, en güzel topraklarına, denizine... İşte bunları tek tek elinden almak için, ya Yunanistan'ı Mavi Deniz'le üzerimize salıyorlar, ya gidip Ermenistan hiç bir kurala uymadan Azerbaycan'a saldırıp savaş başlatıyor. Bir bakıyorsunuz tarihin tozlu raflarında hainliği tescil edilmişler kahraman diye içimizde kiler başrollere çıkarılıyor.

Hem içte, hem dışta hummalı bir çalışma var. Oturdukları koltukta kalmak için ve dışa bağımlı güdümlü siyasetçiler ortalıkta kooperatif kuruyorlar. Maşallah yeni anayasalar, dış güçlerin çıkarına hizmet eden ne kadar düzenleme varsa Türkiye üzerinden sahte demokrasi kutusundan çıkarıp, hazır Recep Tayyip Erdoğan'da biraz zorlanırken, bastıralım da, Türkiye'nin içine edelim ortaklığı deşifre oluyor.

Türkiye, yaratılan bütün olumsuz görüntülerin aksine bence doğru yolda ilerliyor... Bırakın şunu bunu, bırakın, prangalarından kurtulmak isteyen bir Türkiye görüyorsunuz karşınızda...

Ve inanın ki daha iyiye de gideceğiz, bundan hiç kuşkunuz olmasın...

..................................................................................................................................................................................................................................................

24 Kasım Öğretmenler Günü idi... Öğretmeni; Gazi Mustafa Kemal Atatürk olan tüm öğretmenlerin günü kutlu olsun...

Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir. (Eflatun)