Hangi aşı daha güvenli?
Dünyada coronavirüs vaka sayısı 68 milyonu, Covid-19'un yol açtığı ölüm sayısı ise 1.5 milyonu aştı. Dolayısıyla tüm umutlar aşıya bağlanırken; yakında uygulanmaya başlayacak olan Çin, ABD, Almanya, İngiltere ve Rusya menşeli firmaların geliştirdiği aşıların ise öncelikle güvenilirliği ve etkinliği merak konusu oldu… Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Reşit Mıstık, Covid-19 aşılarıyla ilgili en çok merak edilen konulara açıklık getirdi…
CİDDİ YAN ETKİLER GÖRÜLMEDİ
Sonuç olarak hastalık yapıcı bazen öldürücü olabilen SARS-CoV-2'nin oluşturduğu Covid-19 hastalığına karşı geliştirilen ve ruhsatlandırma aşamasında olan aşıların ruhsatlandırılması durumunda etkin ve güvenli oldukları tescillenmiş olacak. Aşının tipi ne olursa olsun ruhsatlandırılmış aşıların yapılmasında sakınca yoktur. Bu aşıların yapılmasında her aşıda olduğu gibi Faz çalışmalarında da değişik oranlarda yan etkiler görülmüş ancak ciddi hayati yan etki oluşmadığı ifade edilmiştir. Diğer rutinde kullanılan aşılar gibi milyonlarca kişiye yapılacak aşı sonrasında her aşının etkinliği, güvenirliliği hakkında kısa ve uzun vadede bildirimler olacak ve belki de diğer rutinde kullandığımız aşılar gibi zamanla sadece aşı yapılıp yapılmadığı gibi normal sorular olacaktır.
NE KADAR KORUMA SAĞLIYORLAR?
Geleneksel aşı teknolojisi ile üretilen Çin menşeli aşı ölü aşıdır. Ülkemizde Faz 3 çalışmaları yapılmaktadır. Diğer aşılar ise bilinen ancak şu ana kadar uygulanmayan teknolojilerle üretilmektedir. Ancak sonuç olarak bağışıklığı sağlayan antijen (ya dışarıdan haberci RNA-mRNA verilerek organizma hücreleri tarafından üretilmesini sağlamak veya hastalık yapıcı özelliği olmayan taşıyıcı, vektör virüs içinde SARS CoV-2'nin bağışıklığı uyaran antijenlerini üretmek) verildiği için bir bağışıklık oluşmaktadır.
Hangi tip aşı olursa olsun aşıların ne kadar oranda koruyucu olacağı geniş kitlelerin aşılanması sonucunda ve zaman içinde ortaya çıkabilecek bir durumdur. Ancak AstraZeneca dışındaki aşı üreticileri koruyuculuğun (Faz çalışmalarında antikor oluşturma yüzdeleri) yüzde 90'ların üzerinde olduğunu belirtmişlerdir. AstraZeneca aşısında bu oran yüzde 70'tir. Aşıların ne kadar süre koruyacağını bugünkü kısıtlı bilgilerle ortaya koymak ve tahmin etmek zordur. Ayrıca SARS-CoV-2'de mutasyonların ne kadar sıklıkta olacağı ve mutasyonların aşı etkinliğine nasıl yansıyacağı hususları da yine zaman içinde yanıtlanabilecek sorulardır.
İŞTE O AŞILAR VE ÖZELLİKLERİ
SinoVac-CoronaVac (Çin): Geleneksel aşılarda enfeksiyona sebep olan virüsler, zayıflatılarak ya da etkisizleştirilerek vücuda enjekte ediliyor. Böylece vücut, kendisine zarar veremeyecek hale gelen virüse karşı mücadele etmeyi öğreniyor, bağışıklık kazanıyor. Hepatit A ve inaktive çocuk felci aşısı buna örnektir. Çinli SinoVac şirketi tarafından geliştirilen CoronaVac adlı SARS-CoV-2 aşısı bu grupta yer alır.
BioNTech-Pfizer ve Moderna (ABD-Almanya): RNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor. Faz 3 çalışmaları yapılan, ruhsatlandırma aşamasında olan BioNTech-Pfizer ortak yapımı aşı ile Moderna aşıları bu şekilde üretilmektedir.
Sputnik-V ve Oxford-AstraZeneca (Rusya ve İngiltere): Viral vektör aşılarında da yine gen teknolojisi kullanılarak virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor. Rusya'da rutin kullanıldığı ifade edilen Sputnik-V ve Faz 3 çalışmaları devam eden Oxford-AstraZeneca aşıları vektör-taşıyıcı olarak bir virüsün kullanıldığı aşılardır.
AŞI YAPTIRILMALI MI?
Bir hastalığı hafif belirtili veya belirtisiz geçirmek mümkün olabildiği gibi bazı hastalıklar risk gruplarında bazıları da herkeste yüksek oranda ölüme sebebiyet verebildiği (Kuduz yüzde 100, SARS yüzde 10, MERS yüzde 40, Covid-19 yüzde 2-5 oranında) gibi bazen düşük oranda ölüm ancak yüksek oranda sekellerle (Bir hastalıktan sonra yerleşip kalan işlev veya doku bozukluğu) yaşamaya (çocuk felci, kızamıkta beyin felci vb.) sebep olurlar. Aşı işte hem hastalığı hem de ölümü hem de sekeli iyileşmeyi önlemek için yapılır.
ABD Almanya beyin Çin Çocuk coronavirüs Dünya genetik İngiltere Ölüm RNA RusyaYayınlanma Tarihi:07:18, 13 Aralık 2020
Gündem
İki aylık buzağıya tecavüz ederken yakalandı, savcı ‘kovuşturmaya gerek yok’ dedi!
Gündem
CHP’li başkandan hakkındaki taciz iddialarına yanıt: Akla aykırı aşağılık bir iftira
Ekonomi
Pandemide talebi en çok artan ve en çok azalan meslekler
Dünya
AstraZeneca’dan 39 milyar dolarlık satın alma
Bilim - Teknoloji
Facebook geleceğini nerede görüyor? Karar hepimizi ilgilendirecek
Sağlık
Aydınlı doktor yakalandığı amansız hastalığa yenik düştü
Ekonomi
Hamsi sürüleri kuzeye yöneldi, avı azaldı
Eğitim
AÖF online sınava nasıl girilir? Açık öğretim güz dönemi ara sınavı ne zaman bitiyor?
Dünya
Üzerine ağaç düşerek ölen bebeğin ailesine 13 milyon dolar tazminat
Gündem
Alkollü gencin kokoreç sevdası karakolda bitti
Gündem
Savaş uçağı pilotu FETÖ’den tutuklandı
Sağlık
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan tek tek paylaştı
Gündem
Hafta sonu market ve bakkallar saat kaçta açılıyor, kapanıyor?
Dünya
Almanya’da Covid-19 vaka sayısı 20 bin arttı
Gündem
İstanbul’da olaylı gece! Biri kişi vuruldu, yedi kişi gözaltında
İki aylık buzağıya tecavüz ederken yakalandı, savcı ‘kovuşturmaya gerek yok’ dedi!
Sapıkları cesaretlendiren karar! İki aylık buzağıya cinsel saldırıda bulunduğu DNA örnekleriyle kesinleşen G.E. hakkında, 'mala zarar verme' suçu oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Buzağının sahibi Abdulkerim Gürbüz, 67 yaşındaki zanlının ceza almasını isterken, Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı Avukat Alev Arsan da kararın hatalı olduğunu ve suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Sozcu.com.trGüncellenme: 11:40, 13/12/2020Haberler Gündem
Olay, geçen ağustos ayında Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde yaşandı. Hayvancılık yapan Abdulkerim Gürbüz, arkadaşıyla birlikte piknik için hazırlanırken hayvanlarına yem ve su vermek için ahıra gitti. Ahırın kapısının açık olmasından şüphelenen Gürbüz, içeri girdiğinde G.E.’nin iki aylık buzağıya cinsel saldırıda bulunduğunu gördü. Ahıra giren Gürbüz’ü gören G.E., panikleyerek pantolonunu çekmeye çalıştı.
ALINAN DNA’LAR UYUMLU ÇIKTI
Jandarma ekipleri tarafından gözaltına G.E. suçlamayı kabul etmedi. Şüpheli,kümes hayvanlarına zarar veren köpeğe bakmak için ahıra girdiğini ileri sürdü. Şüpheli G.E’den ve buzağıdan alınan örnekler ise Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’na gönderildi. Gelen sonuçlarda G.E.’nin DNA’sıyla buzağıdan alınan DNA’nın uyumlu olduğu belirtildi.
Böyle bir olay yaşadığı için çok üzgün olduğunu belirten Abdulkerim Gürbüz, “Buzağıma G.E.’nin cinsel saldırıda bulunduğunu gördüm. Savcılık tarafından bunun cezasının olmadığı bildirildi. Şahsın, ceza almasını istiyorum ki kimseye bir daha bu eylemi yapamasın”dedi.
CEZA VERİLMEDİ
Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, G.E.’nin ‘mala zarar verme’ suçunu işlemediğini, Hayvanları Koruma Kanunu’na göre idari para cezasıyla cezalandırılmasına, kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karara, buzağının sahibi Abdulkerim Gürbüz ve hayvan severler tepki gösterdi.
CİNSEL SALDIRI AÇIK VE NET
Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı Avukat Alev Arsan ise kararın hatalı olduğunu belirterek şunları söyledi: Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından alınan swap örneklerinde şüpheli G.E.’nin DNA örnekleriyle, buzağıdan alınan örneklerdeki DNA örnekleri eşleşiyor. Yani şüpheli tarafından buzağıya cinsel saldırıda bulunulduğu açık ve net olarak belgeleniyor. Biz bu hatalı karara, itiraz ettik, eksik yapılan nitelendirme nedeniyle de konut dokunulmazlığının ihlali ve hayasızca hareketler suçundan dolayı ek suç duyurusunda bulunduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.