ABD ; Dünya nefes alamıyor....!

ABD ; Dünya nefes alamıyor....!
ABD ; Dünya nefes alamıyor....!

Tarih 6 Ağustos 1945 dünya insanlığın en acımasız silahlarından biriyle tanıştı. Bunun adı Atom bombasıydı ve Hiroşima'ya atıldı. Kentte yaşayan 350 bin kişiden 140 bin kişi hayatını kaybetti. 75 yıl geçti üzerinden, 750 yılda geçse unutulur mu bu acı, vahşet. Japonya ve Hiroşima o tarihten beri nefes alamıyor.

Afganistan'a 1979'da yılında markist hükümetin devrilmesini önlemek amacıyla o dönem ki adıyla SSCB giriyor uzun savaşlardan sonra Ruslar çekiliyor, bu defa da iktidarı ellerine geçiren dinci hükümeti ve grupları islami terör üretiyorlar savı ile 2001 yılında ABD en üstün silahlarını, uçaklarını, bombalarını, tanklarını burada kullanıyor. Afganistan tam 40 yıldır milyonlarca vatandaşını kaybediyor, sakat kalıyor, ortada adı dışında bir ülke yok, ekonomi yok, yol yok, su yok, eğitim yok bu inanılmaz güzel coğrafyada afgan vatandaşları 40 yıldır nefes alamıyor.

1958 yılında ABD Lübnan ve Beyrut'a girdi. 1990 yılına kadar 350 bin kişi öldü, milyonlar ülkesini terketti, Ortadoğu coğrafyasının en güzel ülkesi ve şehri Beyrut yıkıldı, bitti ve 60 yıldır nefes alamıyor.

20 Mart 2003 yılında ABD ve Birleşik Krallık adı altında Irak'a özgürlük, refah, demokrasi getireceğiz diyerek bu güzelim ülkeye girdiler. 17 yılın sonunda yoksulluk, sefalet, milyonlarca ölüm, sakat, babasız, annesiz, evsiz kalan çocuklar, her bölgede farklı bir küçük devletçik ve iç savaş. Irak halkı 2003 yılından beri nefes alamıyor.

1955 ile 1975 arasındaki Vietnam ve Kamboçya arasındaki savaşta dört milyon sivil, bir milyon komünist savaşcı ve ABD 100 bine yakın askerini kaybetti. Bu savaşlarla ilgili yüzlerce ABD menşeili filmler izlediniz. 1955 yılından beri Vietnam ve Kamboçya nefes alamıyor.

Arap Baharı adı altında Mısır, Tunus, Libya, Cezayir kısaca bu kadim coğrafyanın her ülkesinde, her şehrinde işgal, savaş, darbe, kan, gözyaşı ve bu coğrafya yıllardır nefes alamıyor.

Suriye bu güzelim ülke yıllarca Hafız Esad ile Rus güdümündeydi. Daha sonra ABD ve Birleşik Krallık güçleri o güzelim petrol sahalarını kendi havuzlarına aktarmak ve demokrasi adı altında çıkardıkları savaşla Suriye tam bir cehenneme döndü. Dünya'nın en büyük göç ve mülteci harekatı oldu. Bu coğrafya'da yanan ateş sadece bizim ülkemize beş milyon mülteciyi taşırken, Dünya'nın tüm ülkeleri halen bu göçü ve insanlık dramını nasıl durduracaklarının hesaplarını yapıyor.
Ortalıkta ne Suriye kaldı, ne Suriye vatandaşı, ülkenin bir tarafında ABD, bir tarafında Peşmerge, bir tarafında Rusya ve Hafız Esat'ın aslında göstermelik bir devlet başkanlığı yaptığı Şam'da Putin şak emrediyor, tak yapıyor.
Ama denizlerden küçük cesetleri toplanan Aylan bebekler ve kafalarına bombalar inen bebeler " Sizi Allaha şikayet edeceğim " diyerek nefes alamıyorlar.

Kısaca 1948 yılından beri dünyadaki zayıf ülkelerin iç işlerine ekonomik, siyasi ve savaş, gerilla, kontrgerilla olarak müdahale eden, 50 devlette seçimlere müdahale ettiği kanıtlanan bir ülkenin şimdi bir polis müdahalesi sonrası dizleriyle George Floyd'u dizlerini boğazına bastırarak nefes almasını öldürmesini tüm dünya canlı yayın izler gibi naklen izledi.
Bu inanılmaz vahşet sonrası ABD vatandaşları ayağa kalktı ve nefes alamıyoruz diye isyan çıkarttı, bu isyan dalga dalga tüm eyaletler ve dünyaya yayılırken şimdi bu süper güç parçalanmanın eşiğine ve evrimine doğru dönüşüyor.
Kısaca bu papaz hikayesi gibi, yıllarca kendi hükümetlerinin diğer güçsüz ülkelere yaptıkları müdahaleleri, Rambo ve Er Ryan, Rocky gibi fimlerle kutsayanlar, alkış tutanlar şimdi nefes alamıyoruz diye isyan ediyorlar.
Nefes alamazlar çünkü küçük, küçük bebekler sizi allaha şikayet ettiler ve bu işler bizim dinimizde ve coğrafyamızda men, dakka, dukka diye anılır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.