Gülmeye ve Anılara devam...!

Gülmeye ve Anılara devam...!
Gülmeye ve Anılara devam...!

Kompela ve hakeme hoşgeldin küfürü...!
Gaziantepspor'a ilk kez Güney Afrikadan bir futbolcu gelmişti. Hepimiz heyecanlıydık ve imza töreni sonrası, röportajlar, antremanda hemen kendini belli etmişti.,
Kompela tam beş tane dil bilen, kültürlü ve sempatik aynı zamanda çok entellektüel birisiydi. Tabii bizim o zaman takım tam hababam sınıfı gibi fırlamalardan oluşan efsane şamata kadro.
Kompela yeni geldiği için hemen takıma uyum sağlamak, yemek, kültür yanında dili öğrenmek istiyor. Bizim gırgır ekipte boş dururmu Kompela'ya merhaba ve hoş geldin yerine argo kelimeler öğretiyorlar. Bunuda çaktırmamak için antreman öncesi, soyunma odasında geldiklerinde veya karşılaştıklarında " merhaba pezevenk " diyorlar. Kompela'da her geçen gün öğreniyor bu kelimeyi ve oda başlıyor " merhaba pezevenk " demeye.
Derken maça çıkılacak takım tam kadro Kompela'ya maç öncesi hakemlere " Merhaba Pezevenk " denmesi gerektiğini öğretiyorlar.
Karşılaşmanın hakemide FİFA ve önemli bir isim şimdi adını yazmayalım, seromoni sırası Kompela'ya geliyor ve elini uzatıp gayet masum bir şekilde gülerek hakeme " Merhaba Pezevenk " deyince bizimkilerin hepsi adeta yerlerde, hakem kaptana " ne diyor lan bu, daha top
oynamadan bunu nasıl öğrenmiş " deyip sinkaflı bir küfür savuruyor.

İspanya havaalanı içli köfte, lahmacun, Özsayıcı hikayesi..!
2000'li yıllar Gaziantepspor'un Türkiye liginde ve Avrupa'da estiği sezonlar. Rakip ilk turda İspanyol Alaves.
Takım kadar bizlerde heyecanla pasaportları, vizeleri, bavulları hazırlıyor ve seyahat gününü bekliyoruz. Bu arada yönetici arkadaşlarımızdan İspanya ile ilgili bilgiler alıyorum. Bana " Kenan İspanya'da Vitoria şehrine gideceğiz küçük bir yer ama yemekler çok pahalı " dedi. Bende üç gün orada kalacağız bütçemiz kısıtlı ne yapalım diye düşünürken evden içli köfte, dolma ve lahmacundan oluşan kumanyaları hazırladım. Derken İspanya yolculuğu başladı, ben küçük el valizimi yanıma aldım, yemek ve elbiselerin olduğu diğer valizi uçağın altına gönderdim.
İspanya'ya indik, gümrükten çıkmayı bekliyoruz. Biraz sonra bizim kafilenin olduğu valizlerin tarafında bir koşuşturma, telaş başladı ve ispanyol polisi ellerinde köpeklerle heyecanla valizlerin etrafında dönüyorlar. Ben ve yanımızdakilerde inşallah birinin valizinde kokain, eroin filan olmasın skandal olur diye sohbet edip bekliyoruz. O esnada başkan Celal Doğan'da olaydan haberi oluyor ve yönetici Mehmet Özsayıcı'yı gönderiyor.
Meğer köpekler benim valizin etrafında tur atıyorlarmış ve adeta parçalayacaklar. Beni çağırdılar, ben korku ve heyecanla gittim, Özsayıcı ile beraber aç valizi dediler. Bende bildiğim tüm duaları okuyarak valizi açtım, içli köfteler, dolmalar, lahmacunlar ortaya yığıldı. İkimiz birbirimize bakıp gülüyoruz.
Mehmet Özsayıcı koşarak başkana haber verdi, " başkanım sıkıntı yok kenanın yemekleri " diye herkes bana bakıyor.
İşin ilginci ispanyol polislerine içli köfte ve lahmacun ikram ettik. Onlarda " Hermoso, Gran " güzel ve harika diyerek yediler. Tabii otelde aç kalanlarda gece benim kapıyı aşındırdılar.

Televole ekibi Tesislerde...!
Şansal Büyüka'nın Maraton'lu yılları. Daha Acun firarda değil, Oğuz Tongsir, Can Tanrıyar, Akın Sel, Ömer Güvenç'in fırtına gibi estiği dönem. Tam o esnada birde televole fırtınası baş gösterdi. Tabii bizde o zamanlar malzeme çok. Kompela, Coulibaly baş rollerde.
Sakıp Özberk hoca bir idman sonrası yardımcısı İsmat Savcılıoğlu hocaya " İsmet İstanbul'dan Coulably ve Kompela için röportaja gelecekler, sende kal durumu idare et " der ve gider.
Bir kaç saat sonra tesislere iki münibüs birden gelir. Birinden televole ekibi, elinde kamera, mikrofon ve fotoğraf makineleri ile inerler. İkinci münibüsten ise saz ekibi, darbuka, zilli def, keman, kanun, dansöz inince İsmet hoca şaşırır, afallar. Hemen telefona sarılır ve Sakıp Özberk hocaya durumu izah eder.
Oda kesinlikle tesise girmemelerini ve röportaja izin vermez. Bunun üzerine ekip tesisten Coulably ve Kompela'yıda alarak ayrılırlar ve Coulably'nin evinde sazlı, sözlü, çiğ köfteli, dansözlü çekimler yapılır. Proğram yayınlanınca Türkiye ayağa kalkar, reytingler patlar. Tabii başkan Celal Doğan, Futbol Şube Sorumlusu Asım Atmaz küplere biner ama iş işten geçmiştir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.