KİM HAKLI TARTIŞMASI? BİR BARDAK SUDA MÜDÜR FIRTINASI

HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

https://youtu.be/8kJM0H7oXWg

Gaziantep'te geçtiğimiz Cuma günü Sebiha Rıfat İlköğretim okulunda yaşanan Veli-Müdür kavgasında 'Bir bardak suda adeta" fırtına kopartıldı. Okul müdürü Fatih Şahin, ben haklıyım derken, Veli Erdinç Kuzucu'lar çocuğunun okuma özürlü olduğunu söyleyerek, müdürün davranışının haksız olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz Cuma günü Gaziantep'in Şehitkamil bölgesinde Sebiha Rıfat Kaleoğlu okulu müdürü Fatih Şahin ile Gaziantep'in tanımış şarküteri sahibi Erdinç Kuzucu'lar arasındaki sözlü kavga hem Milli Eğitim camiasını, hem de velileri büyük şekilde rahatsız ettiği iddia edildi. Sebiha Rıfat Kaleoğlu okul müdürü Fatih Şahin, 5. sınıf öğrenci Utku Kuzucu'lara aşağıladığı iddiası üzerine baba Erdinç Kuzucu'lar okula gelerek, müdür Fatih Şahin'in odasına girerek aralarında sözlü tartışma çıktı. Tartışmayı okuldaki öğretmenlerde müdürlerini tutarak, başka yöne çekmesini sağladıkları belirtilirken, veli Erdinç Kuzucu'lar olayı şöyle anlattı. " Özel gereksinimli çocuğun babası Erdinç Kuzucu, yaşananlardan okul yönetimini suçladı.

Kuzucu, "Aslında olayın yaşandığı gün okula gitmek gibi bir niyetim yoktu çünkü işyerinde çalışıyordum. Eşim bana telefon açtı okuldan matematik öğretmeninin çocuğum özel gereksinimli bir birey olduğu için raporunu istediğini söyledi. Bende işyerinden izin alarak raporu okula ben götürdüm. Raporunun eski bir rapor olduğu için yenilenmesi gerekiyordu. Bu konuyu da hem ben rehber hocamızla görüşmem gerekiyordu. Okula gittiğimde çocuğumun sınıfındaki arkadaşları koşarak yanıma geldiler ve oğlum Utku'nun çok kötü durumda olduğunu ve okulda çok kötü olaylar yaşandığını söyledi. Biz çocuğumuzun okulda 4 yılını çok mükemmel bir seviyede geçirmiştik. Çok kötü bir konumdan çok güzel bir konuma getirmiştik. Oğlum ağlayarak merdivenden indi, koşarak bana sarıldı ve 'Baba beni bu okuldan götürmeni istiyorum. Ben sabahtan beri sürekli okul idaresine babamı arayın diyorum ama kimse benimle ilgilenmiyor. Okul müdürü bana tükürdü babacım' dedi. Böyle bir şeyin olması mümkün değil, olamaz dedim. Arkadaşları da evet bugün böyle bir olay oldu değince hemen çocuğumun gözyaşlarını silip müdürümüzün odasına gittim. Odasına girdiğimde telefonla konuşuyordu. Konuşmasının bitmesini bekledim. Konuşmasının bitmesini bekledikten sonra selam verdim. Çok gergin ve sinirli bir haldeydim. Ayağa kalktı bir hoşgeldin demek yok, ukala bir tavrı vardı. Kendisine oğlumun bana söylediklerini aynen söyledim ve böyle bir şeyin olmasının mümkün olup olmadığını sorduğumda 'Evet yaptım' diye cevap verdi. Nasıl yaparsınız hocam dediğimde 'Olamaz mı' dedi. Nasıl olur hocam dedim? Koltuğundan kalkarak yan taraftan üzerime doğru geldi. hocam nasıl yapabilirsiniz demeye kalmadı 'Yapmışsam ne olur' dercesine üzerime doğru yürüdü. Arbede başlayınca bana vurdu. Bana vurunca bende kendisine vurdum. Kendisi bana bir tane daha vurunca benim burnum patladı. Burnum patlayınca sehpanın üzerine düştüm ve sehpa kırıldı. Sesi duyan öğretmen ve hademe arkadaşlar odaya geldi. Bu esnada çocuklar çok korktu. Ben o kavga esnasında kendimi ifade etmeye çalışıyorum. Elimde var olan bir rapor var ve çocuğun raporunu olduğunu okul idaresine 20 gün boyunca anlatamadım. Çocuğumun devletimizin verdiği ek dersten faydalanabilmesi için bu raporun yenilenmesi gerekiyor.
Benim oğlum 1,5 yaşındayken elimize hastaneye gittiğimizde yüzde 44 özür oranı vermişlerdi. Bunları konuşmak aslında iyi bir şey değil ama biz bu çocuğu toparladık. Tam üstünden 10 yıl geçti artık çocuğumuz evine tek başına kapıyı anahtarı açarak girebiliyor. Annesi evde yokken yemeğini yiyebiliyor, spora gidebiliyor, ayakkabısını giyebiliyor. Okul idaresine ben oğlumu anlattığımda ilk günlerde böyle bir durumunun olmadığını söylemişti. Biz buna böyle bir şey var, biz çocuğumuzu özel eğitimlerle toparladığımız için, iyi bir eğitim aldırarak mükemmel bir yol kat ettik. Sadece üzüldüğüm nokta keşke bunlar olmasaydı. Keşke hiç bir çocuk bunları görmeseydi, bunlar yaşanmasaydı. Şunu isterdim bir rehberlik öğretmeni, okul idaresi daha mütevazi, daha şeffaf bir anneye bir babaya bu cümleleri söylemeseydi. Bir anne baba ama farklı bir anne baba. Biz özel birey çocuklarının annesi ve babasıyız. Bunlar iki kere farklı çocuklar. Biz bunları böyle istemedik. Bunları dünyaya Cenab-ı Allah'ım gönderdi. Biz bunlara bakmakla mükellefiz. Bizim başka istediğimiz hiçbir şey yok. Okulda bazı olmayan olaylarla ilgili olmuş gibi yansıtıyorlar. Biz sözde okul basmışız. Okula geldiğimde çocuğumu çok kötü bir şekilde görünce hemen işyerime telefon açtım ve çocuğumu okuldan almalarını söyledim. Okula çocuğumun amcası geldi. Kardeşim okulda yüzüm, gözüm kan içinde görünce çok sinirlendi. Kardeşimin okula geldiği esnada olay bitmişti zaten. 10 yaşındaki oğlumun neden ifadesine başvurulmadı. Neden ifadesinde çocuk dinlenilmedi? Şu an çocuğumun psikolojisi bozuk. Okula gitmek istemiyor. Ben şu anda ne yapacağımı düşünüyorum. İki oğlum var. Hangisi ile mücadele edeceğimi şaşırdım." Öte yandan olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı.

MEMUR-SEN'DE OKUL MÜDÜRÜNÜ HAKLI GÖRÜYOR?

Memur-Sen Gaziantep İl Başkanı Ahmet Gök, "Toplumda şiddet eğitimcilere kadar uzanıyorsa toplumun ayaklarının altındaki halı kayıyor demektir. Bir öğrenci velisinin gelip hiçbir şey demeden, konuşmadan okul müdürüne bir saldırısı var. Okul müdürümüz velinin derdinin ne olduğunu bile anlamadan bir saldırıya maruz kalmış ve darp edilmiş. Biz bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Burada da tepki amaçlı tamamen bir veli organizasyonu var. Çünkü çocuklarının gözü önünde öğretmenleri saldırıya uğramış durumda. Biz bu saldırıyı lanetliyoruz. Konu ile ilgili şikayetler de yapıldı zaten. Biz de bunun takipçisi olacağız. İnşallah gereken ne ise yapılır" diye konuştu.