Gaziantep'te geçtiğimiz Ağustos ayında 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan feci kazanın ilk duruşması görüldü
Gaziantep’te 20 Ağustos 2022 günü meydana gelen, İHA muhabirleri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakup Tanrıöver ile birlikte toplam 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan feci kazada otobüs şoförü Abdulkadir Memiş’in yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, duruşmada “suçsuzum, bu sadece bana ait bir ihmalkarlık değil, yüzde 70-80 kara yollarının kusuru var” diyen sanık otobüs şoförünün tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 8 Haziran 2023 tarihine erteledi.
Gaziantep’te 20 Ağustos 2022 günü kaza yapan bir araçtaki yaralıyı ambulansa taşıyanlara, arkadan gelen otobüsün çarpması sonucu meydana gelen feci kazanın ilk duruşması görüldü. İHA muhabirleri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakup Tanrıöver ile birlikte 3’ü itfaiye eri, 3’ü sağlık personeli olmak üzere toplam 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan feci kazanın ilk duruşması Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Sanık duruşmaya SEGBİS üzerinden katıldı, sanık avukatı davadan çekildi
Duruşmaya sanık otobüs şoförü Abdulkadir Memiş SEGBİS üzerinden katılırken, mağdurların avukatları ile kazada hayatını kaybedenlerin yakınları da davada hazır bulundu. Sanık avukatı mazeret bildirerek davadan çekildiği ve sanık barodan tekrar avukat talep etmediği için sanık otobüs şoförü savunmasını kendisi yaptı.
“Frene bastım ama yola dökülen sıvı nedeniyle kayarak devrildi otobüs”
Davada savunması istenen ve taksirle birden fazla kişinin ölümü ile yaralanmasına neden olma suçundan yargılanan otobüs şoförü Abdulkadir Memiş, ilk ifadelerini olayın şokuyla verdiğini ifade ederek tekrar savunma yaptı. Otobüs şoförü Abdulkadir Memiş ifadesinde, “Olayın etkisiyle ilk ifadelerimde şoktaydım. Ben seyir halindeyken olay yerine yetişmeden tırı sollamaya çalıştım. Arkamdan gelen iki araç sellektör yaparak beni solladı. Sonrasında ben de tırı solladım. Biraz ilerledikten sonra kaza bölgesini gördüm. Ve frene bastım bu sırada yola dökülen sıvı nedeniyle, otobüs kayarak devrildi. Sonrasında da bayıldım” dedi.
“Bütün çabalarıma rağmen araç devrildi, bu olayda herhangi bir kusurum yok”
Olay anlarına ilişkin de açıklamalarda bulunan otobüs şoförü Memiş, “Ortalama hızım 110 diye hatırlıyorum. Yolda hafif bir viraj vardı. Kaza nedeniyle emniyet şeridi ve en sağ şerit kapalıydı. Bütün çabalarıma rağmen araç devrildi. Benim bu olayda herhangi bir kusurum yok. Ben ikinci kez direksiyona geçtim. Kaza yerinden 15 kilometre önce direksiyonu devraldım. Öncesinde araçta dinleniyordum. Araç mola verince kahvaltı yaptım sonra harekete geçince ben direksiyona geçtim. İlk kaza mahallinde emniyet şeridinde birkaç araç ve ikinci şeritte itfaiye aracını gördüm. Yoldaki dubaları göremedim, herhangi bir levha yada önlem işareti yoktu. Ben araç kullanırken telefon kullanmıyorum. Perdeyle oynamadım, kaza esnasında herhangi başka bir şeyle ilgilenmiyordum. Araç sürerken sigara kullanmıyordum” şeklinde konuştu.
“Takograf cihazını çıkarmaya çalışmadım”
Kaza sırasında takograf cihazını çıkarmaya çalıştığına yönelik iddialara da cevap veren şoför, “Kaza sırasında takograf cihazını çıkarmaya çalışmadım. Zaten olay sırasında bayılmıştım. Sonrasında polis ve jandarmalar gelerek rapor istedi. Kaza tedbirsizlik ve ihmalkarlık nedeniyle oldu. Bu sadece bana ait bir ihmalkarlık değil. Yüzde 70-80 kara yollarının kusuru var. Kaza alanının güvenlik çemberine alınması gerekiyordu. En az bir buçuk kilometre öncesinde önlem alınması ve uyarı levhalarının konulması gerekiyordu. İlk kazanın üzerinden bir buçuk saat geçmesine rağmen herhangi bir önlem alınmamış ve bu durum kazaya neden olmuştur” ifadelerini kullandı.
“Kaza otoyol ve karayolları ekiplerinin ihmalkarlığı soncunda oldu”
Dava ile ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce hazırlanan raporu kabul etmediğini de ifade eden Memiş, “Adli tıp raporunu kabul etmiyorum. İllaki kusurum vardır. Ben durup dururken, bilerek isteyerek bir kazaya neden olmadım. Bu kaza kesinlikle otoyol ve karayolları ekiplerinin ihmalkârlığı soncunda oldu. Yolda kesinlikle bir sıvı vardı. O yüzden asli kusurlu olduğum raporu kabul etmiyorum. Ben kesinlikle telefonla görüşme ya da oynama, perdeyle oynama gibi şeylerle ilgim alakam yoktur. 2000 yılından beri otobüslerde çalışıyordum beş yıldır da otobüs şoförüydüm. Kaza olan araçla ilk kez sefere çıktım. O kaza olmasaydı devam eden haftada kamyon şoförlüğüne geçecektim” ifadelerine yer verdi.
Sanık, ölenlerin ailelerinden özür diledi
Duruşmada kazada ölenlerin ailelerinden de özür dileyen sanık otobüs şoförü, “Kazada ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına baş sağlığı diliyorum ve özür diliyorum. Keşke böyle bir şey yaşanmasaydı. Çok çok üzgünüm. Ben de böyle bir şey yaşanmasını istemezdim. Bildiğim kadarıyla aracın bakımları yapılmıştı. Uzun yol araçları rutin olarak aylık bakıma giriyor. Aracın esas şoförü işi çıktığı için o gün beni aradılar ve sefere çıktım. O olay olmasaydı Bingöl’de başka bir işe gidecektim. Ben zaten sefere son anda yetiştim. Sonrasında da böyle bir kaza oldu. İlk kazadan haberim yoktu. Daha önce de ölümlü bir kazaya karışmadım” dedi.
“Frene bastım ama otobüs savrulunca kontrolü kaybettim ve devrildi”
Kazanın oluş şekli ile ilgili konuşan ve yeterli tedbirlerin alınmadığını iddia eden Memiş, “Olay yerinde herhangi bir polis memuru, işaret ya da levha görmedim. Bana yavaşla diye uyarı yapan herhangi bir polis memuru yoktu. Kazanın üzerinden bir saat geçmesine rağmen güvenlik önlemi alınmamıştı. Araçta da herhangi bir sıkıntı yoktu, frenler falan iyiydi. Yolda sıvı bir şey gördüm. Olay yerini görür görmez frene bastım. Fren tuttu ama ondan sonra araç kayarak sağa doğru gitti ben de sol tarafa manevra yaptığım için devrilerek savruldu. Kaza güzergahını biliyorum. O yolu daha önce de kullandım. Kazanın olduğu aracın firmanın başka aracını kullanmadım. Ben normalde başka bir firmada çalışıyordum. İş güvenliği eğitimini kendi çalıştığım firmadan almıştım” diye konuştu.
“Yolda sanığın beyan ettiği gibi herhangi bir yağ ya da sıvı yoktu”
Olay anında kaza mahallinde görevli olan polis memuru İbrahim Halil Ş. de kaza anlarını anlatarak otobüs şoföründen şikayetçi olduğunu belirtti. Polis memuru, “Otobüs şoföründen şikayetçiyim. Yolda beyan ettiği gibi herhangi bir yağ yada sıvı yoktu. Ben olay esnasında yolda dubalama yaptım. Ekip arkadaşım ilk kazada araç aşağıda olduğu için ben yukarıdaydım. Dubalama yaparak itfaiye aracını emniyet şeridine çektim. Olay yerindeki vatandaşlar ile araçları da bölgeden uzaklaştırdım. Levhayla birlikte 8 adet duba yerleştirdim. Daha sonra bölge koordinatlarını alırken yaralıyı çıkarıyorlardı. Bu esnada ben yolu kontrol ediyordum. Yaralı ambulansa konarken biri bağırdı araç devrildi diye. O uyarı olmasaydı ben de ölebilirdim. Sonra baktığımda aracın devrilip üzerime doğru geldiğini görünce ben de kendimi yol kenarına attım. Bizim ekip aracı ile diğer itfaiye ve ambulansların tepe lambaları açıktı. Yol güvenliği yeterli şekilde sağlandı. Olay esnasında ben de yaralandım. Sonra bir karartı gördüm. Kendime geldiğimde sırtımda iki ceset vardı. Onları geri iterek doğrulmaya çalıştım” dedi.
“Vatandaşlar otobüs şoförünün takograf cihazına müdahale ettiğini söyledi”
Tanık olarak ifade veren görevli diğer polis memuru Kasım Ş. ise olaydan bir süre sonra otobüs şoförünü gözaltına aldığını ve bu esnada vatandaşların takograf cihazına müdahale edildiğine yönelik beyanda bulunduğunu iddia ederek, “İlk kazaya giden ekip bizdik. Bir otomobil aşağı uçmuştu. Bir ölü bir de yaralı vardı. Yolda 200 metre üzerinde dubalama yaptık. Yaralıya müdahale ettik. İkinci kaza olduğunda ben aşağıdaki ilk olay yerindeydim. Sesi duyarak olay yerine çıktım. Kazadan bir süre sonra hemen otobüs şoförünü gözaltına aldım. O esnada bir vatandaş otobüs şoförünün takograf cihazına müdahale ettiğini söyledi. Ben takograf cihazından çıktı almaya çalıştım ama alamadım çünkü elektrik aksamını sökmüşlerdi. Sonrasında da cihazı tamamen alarak o şekilde çıktı aldık. Şoförün alkol ölçümünü de ben yaptım” ifadelerini kullandı.
Ölenlerin yakınları en ağır cezayı talep etti
Kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ise özellikle otobüs şoförü hakkında en ağır cezayı talep ederek kazada ihmali olan herkesten şikayetçi olduklarını beyan etti.
Sanık, “Ben suçsuzum, akıl sağlığımı yitiriyorum” dedi
Karar öncesi tekrar söz verilen sanık otobüs şoförü Abdulkadir Memiş ise suçsuz olduğunu iddia ederek, “Ben 8 aydır gece uyuyamıyorum. Akıl ve ruh sağlığımı yitiyorum. Ben karıncayı bile incitmeyen biriyim. Böyle olmasını ben de istemezdim. Ben suçsuzum, suçlu olan varsa gerekli tedbirleri almayanlardır. Ben hayatını kaybedenlerin ailelerinden özür diliyorum” diye konuştu.
Tutukluluk halinin devamına ve davanın 8 Haziran’a ertelenmesine karar verildi
Yapılan savunmaların ve tanıkların dinlenmesinin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık otobüs şoförü Abdulkadir Memiş’in tutukluluk halinin devamına ve davanın 8 Haziran 2023 tarihine ertelenmesine karar verdi.
Ne olmuştu?
Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu Gaziantep-Nizip bölgesinde 20 Ağustos 2022 günü kaza yapan bir araçtaki yaralıyı ambulansa taşıyanlara, arkadan gelen otobüsün devrilerek altına alması sonucu meydana gelen feci kazada İHA muhabirleri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakup Tanrıöver ile birlikte 3’ü itfaiye eri, 3’ü sağlık personeli olmak üzere toplam 16 kişi hayatını kaybetmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.