Yemen'deki ateşkes savaşı bitirebilecek mi ?
İki gün önce, Husilerin, ülkenin batısındaki Taiz şehrinin batı eteklerinde hükümet güçlerinin mevzilerine düzenlediği ve onlarca hükümet ve Husi güçlerinin hayatını kaybettiği saldırılar kritik bir dönemde meydana geldi. Yemen hükümeti, Husilerin, sağlanan ateşke ile hükümet kontrolündeki bölgelere giden ana yolları açmayı öngördüğünü, fakat aksine ülkenin en büyük ikinci şehri olan Taiz'in etrafındaki alanlara saldırılar gerçekleştirip çemberi daralttıığını açıkladı. Son yaşanan bu gelişmeler, ateşkes anlaşması kapsamında iki tarafın oluşturduğu askeri komitelerin yeni bir müzakere için bir araya gelmesinde önce gerçekleşti.
Yemen hükümeti, Taiz'de aylardır yaşananları ateşkesin en büyük ihlali olarak nitelendirse de bunun ateşkesi bitirdiğini açıklamayıp aksine ateşkese bağlı olduğunu olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Fakat çatışmasızlık durumunu, savaşan tarafların yeniden toparlanma için fırsat olarak görmesinden endişe edilirken ülkede yaşanan krizi çözmenin tek yolunun ise bu çatışan tarafların savaş dışındaki bir seçenekte var olmayı becerebilmesi olarak görülüyor.
Müzakere fırsatlarının önündeki en büyük engel olarak ise, özellikle herhangi bir barış antlaşmasından sonra, Husilerin başkent Sana ve Kuzey vilayetlerinde tam kontrolünü kaybetme korkusu olarak görülüyor. Geçen Nisan ayında Birleşmiş Milletler öncülüğünde yapılan ateşkes anlaşmasını sona erdirecek şekilde saldırılarını artıran Husilerin sertleşen tutumlarına bu durumun yol açtığı düşünülüyor.
Öte yandan hükümet, Sanaa Uluslararası Havalimanı'ndan Mısır'ın başkentleri Kahire ve Amman'a yapılan uçuşlarda Husiler tarafından verilen pasaportların onaylanması da dahil olmak üzere tavizler verdiğini belirterek, Husilerin daha fazla askeri birlik oluşturmak ve askeri geçit törenleri düzenlemek için ateşkesten yararlanıp, sahada çatışmalara yeniden başlamaya hazır olduklarını göstermek istediklerinden de emin. Uluslararası kamuoyuna göre Yemen hükümeti ve onu destekleyen koalisyon ülkeleri, barışın devamı için üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getiriyor ve Yemen'de siyasi çözüme yönelik uluslararası çabaları da destekliyor.
2018'in sonundan bu yana, tarafların kontrol ettiği alanların haritası neredeyse aynı kaldı. Husiler başkent Sanaa ve kuzey vilayetlerinde üzerinde kontrollerini sağlamışlar, daha önce de güney, batı ve doğu vilayetlerinden çıkarılmışlardı. Abu Dabi, Yemen hükümet ile Husiler arasında Stockholm'de imzalanan antlaşmanın ardından 2019'da güçlerini Yemen'den çekmeden önce, BAE Ordusu birlikleri tarafından desteklenen ve yönetilen halk direnişi sayesinde Husiler güney, doğu ve batı eyaletlerinden uzaklaştırılmıştı. O günden beri BAE'nin rolü Suudi komşusunun çabalarına destek ve insani yardım faaliyetlerine destek ile sınırlı kalırken , sahadaki siyasi, güvenlik ve askeri rolü de oldukça azaldı.
Sağlanan anlaşmadan bugüne kadar, savaşan tarafların kontrol ettiği alanlarda büyük bir değişiklik olmadı ve bunu devam etmesi için de çalıştılar. Bu durum yıllardır devam eden savaşı en azından bir süreliğine durdurmak için tarafları, uluslararası baskılara boyun eğmeye zorladı. Uluslararası toplum, tarafları bir diyalog masasında bir araya getirmek, kapsamlı bir barış sürecini başlatmak ve kırılganlığına rağmen ateşkesin kararlılığına yatırım yapmak önemli bir çaba sarfetti. Ancak son aylarda, ateşkesin devam ettirilmesi veya en azından yaygın çatışmaların kesilmesi dışında önemli bir ilerleme olmadı. Ancak gözlemcilere barışın devamı için bölgede etkili olan herkesin baskı ve çabalarını yoğunlaştırması ve savaşan tarafların savaşın devam etmesinin kabul edilebilir olmadığını ve buna izin verilmeyeceğini hissetmeleri için bir zorunluluk olan Yemen dosyasına Birleşmiş Milletler'in desteğinin sağlanması gerekiyor.
Ortadoğu uzmanları, savaş ve insani kriz ile ezilen Arap ülkesi Yemen'de barışı sağlamak isteyen ülkelerin başında gelmesi gereken özellikle Ortadoğu'daki etkili ülkeler, bu krizi bitirmek için daha fazla çaba sarf etmesi gerekiyor. Uzmanlar Türkiye'nin de bu konuda daha etkili bir rol oynayabileceğini, özellikle Yemen ile olan tarihi, coğrafi ve siyasi bağları nedeniyle büyük bir katkıda bulunabileceğini söylüyorlar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.