Gaziantepli ÜNLÜ KEBAPÇI VEFA ETTİ! KENDİSİNE 'KEBABIN PİRİ' DENİYORDU...

Kuruluşu 100 yılı geçen Develi Restoranı yarım asır önce İstanbul’a taşıyarak işlerini büyüten ve bu alanda ünlü bir marka yaratan Arif Develi yaşamını yitirdi. 80 yaşında hayata veda eden Arif Develi’nin cenazesi perşembe günü Beşiktaş Barbaros Camiinde kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı mezarlığında toprağa verilecek.

Gaziantepli ÜNLÜ KEBAPÇI VEFA ETTİ! KENDİSİNE 'KEBABIN PİRİ' DENİYORDU... #SONDAKİKA #Gaziantep @FatmaSahin https://t.co/h4GnFIasMP pic.twitter.com/2FxP1E3xET

— Gaziantep Olay (@GaziantepOlay) October 8, 2024

1912 yılında Gaziantep’te dedesi tarafından açılan lokantayı henüz 22 yaşındayken, 1966 yılında İstanbul’a taşıyan Arif Develi, tarihi semtlerden olan Samatya’da açtığı restoranla yıllar içinde bir marka haline geldi.

Arif Develi, markasını kuruluş ve gelişim sürecini söyle anlatmıştı:

“Dedemin 1912 yılında çıktığı yola çok erken yaşta, küçücük bir çocukken atıldım. 6 yaşındaydım, babamı 2,5 yaşında kaybetmiştim. Hem çalışıyor hem eğitimime devam ediyordum. Hayat hiç kolay değildi benim için ama yılmadım. Mutfakta yetiştim, yetiştirdim. 1966 yılında, 22 yaşımda İstanbul’a geldim. En iyi bildiğim işi en iyi şekilde yapmaya karar vermiştim. Bugün hala gözümün nuru, ilk göz ağrım olan Develi Samatya’yı açtım. Çok şükür Allah utandırmadı, misafirlerimizi en iyi şekilde ağırladık, yüzlerini güldürdük, damaklarında unutulmaz lezzetler bıraktık. Yerli yabancı devlet başkanlarını, sanatçıları ağırladık, teşekkürler aldık. Çocuklarıma, çalışanlarımıza her zaman söylediğim üzere yapacağımız tüm çalışmalarımızda geleneklerimizi unutmadan bilgiyi en iyi şekilde kullanmalı, yeniliğin gücüyle ilerlemeli ve değişime uymalıyız. Bugün markamız bu kadar seviliyor ve tercih ediliyorsa, lezzetimiz dillerde dolaşıyorsa, açtığımız restoranlarımızdan misafirlerimiz mutlu ayrılıyorsa bize rehberlik eden en önemli unsur; atalarımızdan, büyüklerimizden öğrendiklerimizi inovatif bakış açısı ile birleştirmemizdir. Kendim de hep bu şekilde düşündüm. İşte bu yüzden dedelerimden aldığım bayrağı gönül rahatlığıyla oğullarıma devrettim. “