GAZİANTEP'E DE SIÇRADI! Erzincan, Gaziantep, Şanlıurfa adeta çöle dönecek! Gaziantep Ve Türkiye'de Siyanür Alarmı!

GAZİANTEP'E DE SIÇRADI! Erzincan, Gaziantep, Şanlıurfa  adeta çöle dönecek! Gaziantep Ve Türkiye'de Siyanür Alarmı!
Erzincan'da yaşanan maden heyelanı Gaziantep ve Türkiye'de: "Fırat Nehri'ne Karışırsa Her Şey Biter"...Fırat nehri Gaziantep'ten geçer mi? Siyanür nedir?

Gaziantep'te siyanür korkusu Erzincan’da altın madeninde yaşanan toprak kaymasının ardından yine siyanür korkusu yaşanıyor. Fırat nehrine karışması durumunda Erzincan, Sivas, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa adeta çöle dönecek!

ERZİNCAN MADEN OCAĞI HEYELANI!

Erzincan’da altın madeninde yaşanan toprak kaymasının ardından yine siyanür korkusu yaşanıyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, gazetecilerin siyanür sorusunu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a pasladı. Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun da bilgisinin bulunmadığını belirtti.

Yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal, kayan toprağın Fırat Nehri'ne karışması durumunda ise büyük bir felaket olacağı uyarısı yaptı.

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, haberlerin gündem olmasının ardından ise gerekli ölçümlerin yapıldığını ve siyanür tehlikesinin bulunmadığını duyurdu.

FIRAT NEHRİ

Fırat, Güneybatı Asya'nın en uzun ırmağıdır.

Başlangıç noktaları Ağrı Diyadin'den kaynağını alan Murat Nehri ve Erzurum Dumludağ'dan kaynağını alan Karasu Nehri'dir. Bu nehirler Elazığ il sınırlarında birleşerek Fırat Nehri'ni oluşturur. Fırat Nehri sırası ile; Erzincan, Sivas, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa il sınırını belirledikten sonra Suriye, daha sonra Irak topraklarına girer. Irak'ta denize uzak olmayan bir noktada Dicle Nehri ile birleşerek Şatt'ül-Arab'ı oluşturur ve Basra Körfezi'ne dökülür. Nehrin en önemli kolları Murat Nehri, Karasu Nehri, Tohma Çayı, Peri Çayı, Kahta Çayı, Çaltı ve Munzur Suyu'dur.

SİYANÜR NEDİR? DOĞADA NELERE YOL AÇAR?

Siyanür, bir karbon ve ona üçlü bağ ile bağlanmış bir azot içeren C≡N grubuna sahip kimyasal bileşiklere verilen addır. Bu grup aynı zamanda siyano grubu olarak da bilinir.[1] Organik ve inorganik çeşitleri bulunan siyanürler özellikle endüstride kullanılmaları için üretilmektedir. İnorganik siyanüre örnek olarak çok zehirli potasyum siyanür, organik siyanüre örnek olarak da düşük toksisiteli asetonitril (metil siyanür) verilebilir. Her siyanür yüksek oranda zehirli değildir.

Organik siyanür bileşikleri nitril olarak isimlendirilir ve toksisiteleri düşüktür.[2] Sitalopram, fadrozol ve ledrozol gibi ilaçlar bu gruba örnek olarak gösterilebilir. Öte yandan siyanürü doğal olarak üreten birçok bitki, bakteri, mantar ve böcek de vardır. Kiraz, badem, kayısı, şeftali ve erik çekirdekleri, fasulye, patates, turp, lahana, şalgam, brokoli ve mısır gibi bitkiler siyanürlü bileşikleri, otçul hayvanlara karşı bir savunma mekanizması olarak doğal bir şekilde üretmektedir.[3] Ancak bazı organik siyanür bileşikleri hidrojen siyanür saldıkları için yüksek oranda zehirlidir.

Endüstride ise genellikle taşıma ve saklama güvenliği sebebiyle toksik sodyum siyanür ve trityum siyanür tuzları demir-çelik ve maden sanayii gibi çok çeşitli sanayi kollarında kullanılmakla beraber gaz olarak saklanan hidrosiyanik asit (HCN, hidrojen siyanür) akrilik lif, plastik üretimi ve sentetik kauçuk uygulamalarında sıklıkla kullanılmaktadır. Hidrosiyanik asit 28 santigrat derecede kaynama noktasına ulaşır ve acı badem kokusuna sahiptir. Siyanürün en tehlikeli ve zehirli formlarından biridir.[4]

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.