Tarihi İpek Yolu'nda bulunması nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dahil edilen Gaziantep'in mutfaktaki başarısının sırrı, Emine Göğüş Mutfak Müzesi'nde ziyaretçilere aktarılıyor.
Yüzlerce çeşit tencere yemeği, kebapları, tescilli baklavasıyla gastronomi turizminin parlayan yıldızı olan Gaziantep'in, bu kültürel birikiminin tarihçesi müzede anlatıyor.
Gaziantep Kalesi’nin güneyindeki, Türkiye’nin ilk turizm bakanlarından Ali İhsan Göğüş tarafından bağışlanan Göğüş Konağı'nda 2008 yılında açılan müze, Türkiye'nin ilk mutfak müzesi olma özelliğine de sahip.
Kent mutfağında kullanılan araç ve gereçlerin yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemeklere ait görsellerin sergilendiği müzede, yöresel yemeklerden içeceklere, pişirme yöntemlerinden hazırlanışına ve erzaklarına kadar şehrin mutfak kültürü tanıtılıyor.
Müzede Gaziantep yemeklerinin yapıldığı Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi aracılığıyla da aşçılık kursu veriliyor. Böylelikle kent mutfağının incelikleri meraklılarla paylaşılıyor.
Emine Göğüş Mutfak Müzesi Rehberi Oya Soygenç, AA muhabirine, müzenin Türkiye'nin ilk mutfak müzesi olduğunu hatırlattı.
Müzede Gaziantep mutfağının dünyaya tanıtılmasının amaçlandığını dile getiren Soygenç, şöyle devam etti:
"Burada mutfak araç gereçlerini, kentin yemeklerinin görsellerini görüyorsunuz. Gaziantep mutfağı dünyada şehir adıyla anılan tek mutfaktır. Çünkü bizim 293 tescilli yemek, 500'e yakın tencere yemeğimiz var. Müzemizde yemeklerin yapıldığı ocaklık, içecek ve yemek kültürünün tanıtıldığı aletlerin olduğu odalar var. Toplamda 960 eser sergiliyoruz. Ocaklıkta ağırlıklı olarak bakır eşyalar var. Büyüklerimizin eskiden bakır kullandığını, yemeğin daha lezzetli ve sağlıklı olduğunu söylerler. O yüzden bakır malzemeler yoğunlukta."
- "Aşçılık kursu 3 ay sürüyor"
Soygenç, ziyaretçilerin müzeden memnun ayrıldığını aktararak, "Buraya gelenlerin çoğu kendisinden de bir şey buluyor ve beğenerek ayrılıyor. Mutfak kültürünü küçükten büyüğe herkese aşılamaya çalışıyoruz. Ayrıca müze içerisinde Gaziantep yemeklerinin yapıldığı Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi var. Burada aşçılık kursu veriliyor. 3 aylık bir eğitimin ardından sertifika alıyorlar." dedi.
Ziyaretçilerden Mustafa Yedikardeş ise Aksaray'da sağlık görevlisi olduğunu, gezmek için Gaziantep'e geldiğini söyledi.
Müzenin sağlık çalışanlarına ücretsiz olmasından memnuniyet duyduğunu anlatan Yedikardeş, "Bizi düşündükleri için sevindik. Gaziantep'e ilk defa geliyorum. Bu müzede sergilenen aletleri ilk defa görüyorum. Farklı bir ortam. Çok keyif aldım. İyi ki geldim." ifadelerini kullandı.
Hatice Maaşoğlu da müzenin kendisini çocukluğuna götürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
"Eskileri hatırladım. Çocukluk dönemimde biz de böyle bir araya gelirdik. Şimdi kimse bir araya gelmiyor. Müzeye üçüncü gelişim, bana eskileri hatırlattığı için çok mutlu oluyorum. Şimdiki gençler buradaki aletleri bilmez. Biz de bakırda yemekler yapardık. Her şey daha güzeldi. Komşuluk, dostluk vardı. Bu müzeyi açanlara çok teşekkür ederim. Burası beni inanılmaz mutlu ediyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.