Fındığı bırakıp bunu ekiyorlar, tohumunu bulanlar zengin oluyor

TGRT Haber'de yer alan içeriğe göre; Gerçek dondurmayı ya da büyüklerin tabiriyle eski lezzetteki dondurmayı bulamıyor olabilirsiniz. İşte o doğal dondurmaya lezzetini veren salepten başka bir şey değil. Kozmetik, ilaç, gıda sektöründe yoğun olarak kullanılan salep yeniden dikilmeye başladı. Hala Türkiye'de bile tüketilen salebin yalnızca yüzde 20'si üretiliyor. Kilosu 3000 TL'nin altında olmayan salep içinse Karadenizliler devreye girdi. Özellikle Giresun ve Ordu'da salep üretimi yoğunlaştı. Fındığa nazaran daha düşük maliyetli ancak çok daha karlı olması nedeniyle fındıklıklar birer birer salep tarlasına dönüşüyor.
Salep ekim işini kafaya takan ve 2 yıl içerisinde zengin olduğunu söyleyen üretici Süleyman Yüksel, salep yetiştiriciliğindeki püf noktaları verdi:

Hakiki salep dondurmasını bulamaz olduk son zamanlarda. Kendim yapmaya başladım. Tarım İl Müdürlüğü'ne müracaat ettim. Derdimi anlattım ve 120 kilo salep getirttim. Sonra baktım ki bana 40 kilo salep vermişler, 15 kilosu toprak çıktı. Dikimini yaptığım 25 kilonun da yüzde 80'ini çıkmadı.
Salep toprağı beğenmeyince, bu sefer nasıl toprak istiyor bunu araştırmaya başladım. Kitaplarını okudum. Hangi cins salep, hangi yörede oluyor onları ezberledim. Sen 100 bin liralık mal ürettin. Bunun yüzde 40'ı tohum masrafı ve işçilik masrafı. Geri kalan yüzde 60'ı kar.
İkinci sene ve üçüncü sene yüzde 100'ü kar. Bir de tohumunu da kendi veriyor. Artık ben tohuma para vermiyorum. İklime uygun salep cinsini buldun mu, biraz da uzman bir insansan 1 dönüme 1 tona kadar dikilir. Ama genel itibariyle iklimden iklime değişse de 250 300 kilodur.
Tabi 1 dönüme 500 kilo diken de var, 750 kilo diken de var, 1 ton diken de var. 1 ton diken diyor ki ben 2.5 ton ürün alıyorum. Bunun 1 tonunu tekrar tohum yapıyorum. Bana yıllık 1.5 ton tohum veriyor.
Araştırma enstitüleri diyor ki 250 ton dikersin 750 kilo hasat edersin. 250 kilosunu tekrar tohum yaparsın. Sana yıllık 500 kilo gelir getirir diyor.

Biz daha Türkiye'de tükettiğimiz salebin yüzde 20'sini üretiyoruz. Türkiye'de tüketilen salebin yüzde 80'i ihtalat yoluyla geliyor. Dondurmacılar, tatlıcılar, kozmetik sanayi, ilaç sanayi doğal salebi direkt olarak alır. Bilen yok. Bir de tohumunu bulmak çok zor.
Salep üretiminin en zahmetli yeri ot almasıdır. Su ister. Güz yağmurları yağarsa su istemez. Eylül'ün 20'sinden sonra yağış alırsa Ekim'in 10'una 15'ine doğru çıkar topraktan. Ekim'de yağmur yağarsa su istemez. Yağmazsa bir iki defa sulanır.
Salebi, Ekim'in 20'sinden itibaren dikimi yapılır. En geç bu kum salepleri Temmuz'u bulur. Toprağını iyi hazırladıktan sonra killi, kireçli, humuslu toprağı çok sever. Su tutan bir toprak olacak. Böyle olursa sulamada da avantaj olur.
500 rakıma kadar serapias, balya, orkistanta, kum salebi bunlar oluyor. Ben o cinsleri ayrı ayrı saksılara dikiyorum ki onların hangi toprakta daha güzel oluyor denemesini yapıyorum. Bunu üreten arkadaşlar kaynatmaya başladılar. Çekirdek salebin kilosunu 2023 itibariyle 3000 3300 lira arasında alırlar. Bugün öğütülmüş salebin kilosu 3000'den aşağı değildir.
Salep üretimini 1 dönüm, 2 dönüm yapan bir kişi eğer toplu bir alana yaptıysa başına çakılı duracak. Köstebekten, domuzdan vs. korumak için. Çünkü bunun düşmanı domuz, köstebektir. Bir de bunun otu. Otlarının alınması lazım. Saati saatine, dakik olarak bunları yapacak.
Bu işin üzerinde duracak, titiz olacak. Adamı 2 senede kalkındırır. Yokluğa tövbe dedirttirir. Yeter ki canla başla girsin işe. Orta halli bir vatandaş 2 dönüm ekse ihya eder adamı. Çoluğuna çocuğa yokluğa tövbe dedirtir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.