“KENDİNİZİN VE BAŞKALARININ GÜVENLİĞİNİ KONTROL EDİN”
Belirtilerin ardından, “Bu gibi durumlarda ölüm oranını azaltmak için alınabilecek en önemli önlem tedaviye hemen başlamaktır. Ancak sıvı resüsitasyonu, diürez ve hemodiyaliz gibi geleneksel tedavi yöntemleri maalesef afet mahallinde uygulanabilecek kadar uygulanabilir değildir” diyerek, deprem bölgesindekileri uyaran Doç. Dr. Karaca, “Kendinizin ve başkalarının güvenliğini kontrol edin. Hasta, ciddi şekilde yaralanmış bir kişiyi değerlendirmek için olağan kriterlere uygun olarak değerlendirilmelidir. Hava yolu, solunum ve dolaşım' değerlendirmesi yapılmalıdır. Hayati belirtileri ve oksijen doygunluk seviyesini izleyin. Geri solumayan bir maske aracılığıyla oksijen verin. İskemik hasarın derecesini tahmin etmek için akut uzuv iskemisinin '5 P'sini (ağrı, parestezi, felç, solgunluk ve nabızsızlık) kullanarak uzuvları değerlendirin. Hayatı tehdit eden yaralanmalara dikkat edilmelidir” ifadeleriyle ise, yapılması gerekenleri sıraladı. Doç. Dr. Karaca’nın açıklamaları ise şu öneriler ile son buldu:
“Venöz erişim mümkün olduğu kadar erken, ideal olarak sıkışan uzuv serbest bırakılmadan ve basıncı açılmadan önce sağlanmalıdır. Vücut ısısını koruyun. Serbest bırakmadan önce, kompresyon 30 dakikadan azsa arteriyel bir turnike düşünün. Kompresyon 30 dakikadan uzun sürerse turnike uygulayın. Erişkinlerde, çıkarma sırasında 1.500 ml/saat salin infüzyonu başlatılmalıdır. Erken, şiddetli hidrasyon (≥10 litre/gün) böbrek fonksiyonunun korunmasına yardımcı olur. Akut böbrek hasarı riskinin çok yüksek olması nedeniyle, erken bir aşamada bir kateter yerleştirilmeli ve idrar çıkışı izlenmelidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.