Kalp krizi yaygın bir şekilde görünen hastalıklarından biri olmakla birlikte çevresel faktörlerden yaşam şartlarına kadar pek çok etkenle riski artırıp ya da azaltmak mümkün. Bu konuda sık sık uyarılarda bulunan uzmanlar, kalp krizinin kendisini ortadan tamamen kaldırmak mümkün değilken; belirli önlemler ile kalp krizi riskini azaltmanın mümkün olduğunu bir kez daha hatırlattı. Hatırlatma Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Polat Canbolat’tan geldi.
Kalp krizinin nedenlerini sıralayarak kalp krizinin nasıl ortaya çıktığını anlatan Doç. Dr. Canpolat, açıklamalarının devamında kalp krizinde görülen belirtileri anlattı. Hem sık hem de nadir belirtilere değinen Doç. Dr. Canpolat, hemen ardından kalp krizi geçirirken yapılabilecek olan hamleleri sıraladı. Öte yandan Doç. Dr. Canpolat, kalp krizi riskini azaltabilecek olan önlem amaçlı yöntemleri de açıkladı.
Kalp krizi geçirirken yapılması gerekenleri, özellikle de daha önce kalp krizi geçiren kişilerin daha bilinçli davranması gerektiğinin altını çizerek anlatan Doç. Dr. Canpolat, “İlk yapmanız gereken belirtileri geçiştirmeden yardım istemektir. Eğer yalnızsanız en yakınlarınızı aramaktan çekinmeyin. Maalesef özellikle yaşlı bireyler, yakınlarını rahatsız etmemek adına şikayetlerini geçiştirme çabasına girerler. Oysa şikayetlerden birini hissediyorsanız aile bireylerinize muhakkak haber verin. Tek başınıza araba kullanarak hastaneye gitmeye çalışmayın. 112'yi arayın. Eğer araba kullanırken yukarıda belirtilen şikayetleri yaşarsanız yol kenarına park etmeye çalışın ve yardım isteyin. Kuvvetli öksürmekle kalp krizini durdurmak mümkün değildir. Sosyal medyada bu ve buna benzer güvenilir sağlık kuruluşları tarafından önerilmeyen bilgilere itibar etmeyin. Tansiyonunuzu bilmiyorsanız dil altı denilen tansiyon düşürücü ve göğüs ağrısını azaltıcı ilacı kullanmayın. Kalp krizi sırasında tansiyonunuz normalden daha da düşük olabilir. Dil altı kullanmanız durumu daha da kötüleştirebilir” dedi. Ardından kalp krizi riskini azaltabilecek olan önlemlere değinen Doç. Dr. Canpolat, Sözcü Gazetesi’ne şu açıklamalarda bulundu:
“Kalp krizi riskimizi büyük ölçüde azaltabiliriz, fakat tamamen ortadan kaldıramayız. Sağlıklı yaşam olmazsa olmazımızdır. Normal kiloda kalmaya gayret etmek, sağlıklı beslenmek, sigarayı bırakmak, uyku düzenine dikkat etmek, fiziksel aktivite yapmak ve düzenli kontrole gitmek ilk adımlarınız olmalıdır. Tansiyon değerlerini normal seviyelerde tutmak kalp krizi riskini azaltan en büyük etmendir. Belirli aralıklarla tansiyonumuzu ölçmek çok önemlidir. Sinsi bir hastalık olan hipertansiyon çoğunlukla belirti vermez. Belirti vermesini beklemeden aralıklı takip etmek en önemli koruyucu faktördür. Yine hipertansiyon hastalarında en büyük sorunlardan biri şikayet yapmadığı için ilaçların aksatılmasıdır. Tansiyon değerlerimiz kontrol altında olacak şekilde ilaçlarımızı kullanmalıyız. Şeker hastalığının kontrolü de kalp krizi riskini büyük oranda azaltır. Düzenli beslenme ve önerilen şekilde ilaçların kullanılması ile risk azaltılabilir. Kolesterol yüksekliği, damar sertliğinin en önemli nedenlerinden biridir. Yaklaşık olarak kolesterolün yüzde 20'si beslenmeden etkilenir. İşlenmemiş bitkisel besinlerden zengin, hayvansal ürünlerden fakir Akdeniz diyeti tarzı beslenme kolesterolde etkin düşüşe sebep olur. Buna rağmen damar sertliği var ise kolesterol düşürücü ilaçlara başlanması kalp krizi riskini azaltır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.