Bir fincan çay veya kahvenin sizi ayakta tutması söz konusuysa, sevindirici haberlerimiz var. Araştırmacılar, bu içecekleri tüketen kişilerin baş ve boyun kanserleri riskinin biraz daha düşük olduğunu buldu.
Yeni çalışma, çay ve kahvenin bu tür kanserlere karşı koruyucu olup olmadığını kanıtlamasa da, uzmanlar bulguların uzun süredir tartışmalı olan ve tutarsız sonuçlar veren bu alana ışık tuttuğunu belirtiyor.
Dr. Yuan-Chin Amy Lee, Huntsman Cancer Institute ve Utah Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden çalışmanın baş yazarı, "Kahve ve çay tüketimi ile kanser riski azalması üzerine önceki araştırmalar olmasına rağmen, bu çalışma kahvenin kafeinsiz versiyonunun bile bazı olumlu etkileri olduğunu gözler önüne sererek baş ve boyun kanserlerinin farklı alt türleri üzerindeki değişen etkilerini vurguladı," dedi.
Cancer dergisinde yayımlanan çalışmada, ekip Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika'yı kapsayan 14 çalışmanın verilerini analiz etti.
Çalışmalara katılanlar, çay ve kahve tüketim alışkanlıklarını kaydetmek için anket doldurdu. Dokuz çalışma katılımcıların kafeinsiz kahve tüketimine dair verileri de içeriyordu.
Araştırmacılar, 9.548 baş ve boyun kanseri hastası ve 15.783 kontrol grubundaki kişiyi inceledi.
Yaş, cinsiyet, günlük sigara içme sayısı, alkol tüketimi ve meyve-sebzeler tüketimi gibi faktörler göz önüne alındıktan sonra, günde dört fincandan fazla kafeinli kahve içen kişilerin, içmeyenlere kıyasla genel olarak baş ve boyun kanserleri geliştirme şansının %17 oranında daha düşük olduğunu buldular. Özellikle bu tüketimin, ağız boşluğu ve boğazın orofarenks kısmındaki kanser olasılığını azalttığını belirlediler.
KAFEİNSİZ KAHVE VE ÇAYIN ETKİLERİ
Kafeinsiz kahve içmenin sadece ağız boşluğu kanserinde risk azalmasına bağlı olduğu bulundu.
Çayın durumu ise daha net değildi. Bulgular, günde bir fincan veya daha az çay içmenin, çayı tamamen tüketmeyenlere kıyasla genel olarak baş ve boyun kanserlerinde %9 oranında daha düşük olasılıkla ilişkili olduğunu ve özellikle alt boğaz kanser riskini azalttığını gösteriyor.
Dr. Lee, "Belki de kafeinin dışında kalan biyolojik aktif bileşikler, kahve ve çayın potansiyel anti-kanser etkisine katkıda bulunuyor," dedi.
Ancak günden bir fincandan fazla çay içmek, %38 oranında daha yüksek larenks kanseri riski ile ilişkiliydi. Ekip, bu durumun çay içmenin gastroözofageal reflü hastalığı riskini artırmasından kaynaklanabileceğini ve bu durumun larenks kanseri riskini yükselttiğini öne sürdü.
ÇALIŞMANIN SINIRLAMALARI
Araştırma ekibi, çalışmanın sınırlamalarını da not etti. Bunlar arasında, çay ve kahve tüketiminin kendi kendine raporlanmasının güvenilmez olabileceği ve çay veya kahvenin türünün dikkate alınmaması yer alıyor.
Tom Sanders, King's College London'da emekli beslenme ve diyetetik profesörü, çalışmaya dahil olmayan bir isim olarak bazı eksiklikleri gündeme getirdi.
Sanders, "Gözlemsel çalışmalarda, örneğin, istatistiksel analizden tütün ve alkolün etkilerini tamamen ortadan kaldırmak çok zor," dedi. "Sonuç olarak, çok miktarda kahve ve çay içen kişiler, alkol ve tütün kullanımı gibi diğer zararlı davranışlardan kaçınma eğiliminde olabilirler ve bu da başka nedenlerle bu kanserlerin riskinin daha düşük olmasına yol açabilir."