Asya Vasküler Cerrahi Derneği, Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği, Asya Venöz Forumu ve Türk Fleboloji Derneği işbirliğiyle Kemer ilçesindeki bir otelde ASVS 2023 Kongresi gerçekleştirildi.
Kongre çerçevesinde Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Dilek Erer, bacak toplardamarında gelişen damar içi pıhtılaşmanın akciğerde pıhtıya yol açmasıyla ilgili bilgiler verdi.
Bu konuda toplumsal farkındalık çok arttırılması gerektiğinin altını çizen Erer, “Ulusalvasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği hem yönetim kurulu hem bin 600’ün üzerindeki üyesiyle beraber biz bu alanda çok ciddi bir emek sarf ediyoruz. Toplumsal farkındalığı arttırmak üzerine çok ciddi çabalarımız var. Önemli 1000 kişide 1 kişiyi etkiliyor. Günümüz insanları ayaktayız, uzun uçuşlar yapıyoruz, sürekli bilgisayarın başındayız. Yaşam tarzı bu olayların ne kadar üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. Çünkü çok fazla karşımıza çıkan bir tablo haline geldi. Farkındalığını arttırdığınız zaman hem koruyorsunuz hem de eğer hastada böyle bir hastalık varsa erken başvurduğu zaman tedavisini yapıp, hem hastamızın hayatını kurtarıyoruz, hem de bir daha az pıhtıyla karşımıza çıkmasına engel oluyoruz. O nedenle bacaklarda oluşan pıhtı çok önemli bir konu” diye konuştu.
"Yüzde 40 ile 70'inde akciğere pıhtı atabiliyor"
Yerçekiminin en çok insanları ve onlarda da bacakları etkilediğine değinen Erer, “Bacak toplardamarı etkiler, kanı sürekli aşağı doğru çeker. O nedenden dolayı bacakla ilgili bir sıkıntı bizim için önemli. Kalp damar cerrahlarının en önemli konularından birisi ekstremite dediğimiz sistemin dolaşımını sağlamak. Ve bu konuda toplardamarlarımızda son derece önemlidir. Hastalar çok tedirgin bir şekilde bir şey olduğu zaman bacak damarlarında, ‘ölecek miyim’ diye geliyor. Neden önemli? Çünkü artık şunu biliyorlar. Bacak toplardamarlarında olan pıhtı akciğere atarsa ölüme neden oluyor. Ve yapılan çalışmalar göstermiş ki bacaklarında toplardamarlarında derinden trombozu olan hastaların yüzde 40 ile 70’inde akciğere bir şekilde pıhtı atabiliyor. Bunların bir kısmı sessiz geçiriyor hastalığı, bir kısmı da gürültülü geçiriyor. Gürültülü geçirenler çok şiddetli nefes darlığıyla, öksürükle ve sırtında ağrıyla direkt acile başvuruyorlar. Çünkü akciğere giden azaldığı için oksijenlenme azalıyor ve hastada panik başlıyor” diye konuştu.
"Tedavisi mümkün"
Erer, ne aşamada olursa olsun günümüzde hem ilaç tedavisi hem de gelişen aletler medikal sektörü sayesinde bu hastaları rahatlıkla tedavi edebildiklerini kaydetti. pıhtısının yaşlılarda daha fazla görüldüğüne değinen Erer, “ Hareketsizlik risk faktörü, yaş bir risk faktörü. Kadınlarda daha çok olabilir. Nedeni gebeliklerimiz çok önemli. Hormon tedavileri çok önemli. O yüzden risk altında kadınl
ar. Fakat yaş, cinsiyet, ırkı gözetmeden hepimiz risk altındayız. Bunu unutmamamız gerekiyor. Yüzde 30 ölüme götürüyor. İyi tedavi edilmezse 3 kişiden 1’i hayatını kaybedebiliyor. Tedavi edebildiğimiz hastalıklar. Önemli olan zamanında müdahale etmek. Hem ilaç tedavisiyle hem de böyle küçük deliklerden girerek geliştirilmiş teknolojilerle cihazlar kullanılaraktan o pıhtıyı alabiliyoruz” ifadelerine yer verdi.
"Hareketsiz yaşamda olanlara uyarı"
Günümüz modern insanının risk altında olduğunun altını çizen Erer, “Sürekli oturan, hareketsiz kalanlar dikkat etmeli. Hepimiz hareket edeceğiz. O yüzden Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneğinin en önemli bu konudaki sloganlarından birisi, ‘pıhtıya karşı hareket’ ettir. Yani hep hareket edelim, suyumuzu bol içelim o önemli. Masa başındaki kişi en geç 45 dakikada bir yürümelidir. Kalkamıyorsa bacaklarını hareket ettirmelidir. Baldır kaslarımızı çalıştırmalıyız. Bacaklarımızın kalbi baldır kaslarımızdır. Onlar hareket ettikçe pıhtı riskimiz azalır” açıklamasında bulundu.
Kaynak : İHA