Gıdada büyük vurgun, ekmekte sıralar, sebze ve meyvede serbest piyasa ve daha neler neler. Olan benim gariban halkıma oluyor. Ramazan ayı dedik, bereket ayı, 11 ayın sultanı dedik ama lokantalar, restoranlar yine fırsatçılığın başrolünde. İnsanlar ailesiyle bir yere gidip yemek istiyor ama, hesap kitap yapıyor gitmekten vazgeçiyor. Neden? Çünkü lokantalarda da iftar menüsü diye bir iki parça yemek geliyor fiyata bakıyorsun 250-300 TL arasında. Daha lüks yere gitsen bu rakam 500’lere çıkar. Burası Gaziantep.. Burası Gastronomi kenti… Burada herşey ucuz gibi gözüküyor ama, herşey kazık… Gerçekten nereden nereye geldik demek istiyorum. Bir nohut dürümünü 15 TL’ye yediğimiz bu şehirdeki uçuk fiyatlar nedeniyle Ramazan coşkusunu bile doya doya yaşayamıyoruz. Gaziantep gastronomi kenti ama, fiyatlara bakınca keşke gastronomi kenti olmayaydı demekten kendimizi alamıyoruz. Sadece yemek içmek değil, burada kalmak isteyen insanlar otel fiyatlarından dertsiniyor. Otel fiyatları dahi uçuk bir durumda. O nedenle, önümüzdeki yaz döneminde turistin bile gelmeyeceğini tahmin ediyorum. Çünkü, serbest piyasa olmuş herşey… Vuran vurana, kıran kırana. Fırsatçılık diz boyu.. Kim önlem alacak, kim dur diyecek bilemiyorum…