Buyurun Cenaze Namazına
Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen Hoca Erzurum’a memleketine gelmişken okuduğu medreseyi de ziyaret etmek ister ve Erzurum’daki Şeyhler Medresesine gider.
O sıralarda da Naim Hoca hem Şeyhler Camiinde müezzinlik yapmaktadır, hem de yanındaki Şeyhler Medresesinde talebe okutmaktadır.
Uzun ağızlığına cıgarasını takmış, bir ayağını uzatmış, Ömer Nasuhi Hocanın verdiği selamı “elesine” almıştır. Ziyarete gelen Ömer Nasuhi Bilmen Hoca, Naim Hoca’nın başında biraz bekleyince;
Naim Hoca:
-“Gurban adın bağışla!” der.
Başında bekleyen Ömer Nasuhi Bilmen Hoca:
-“Ömer Nasuhi” deyince
Naim Hoca’da jeton düşer gibi olur.
-“Bülmeni de var mi?”
-“Evet. “
Naim Hoca yerinden fırlar ve Ömer Nasuhi Hocanın eline uzanırken:
-“Buyrun Cenaze Namazına!” der.
Gülün Oğlum Gülün
Naim Hoca bir gün vaaz ederken cemaatta sürekli olarak söyledikleri hakkında gülüşmeler olunca dayanamaz:
-"Gülün oğlum gülün, Berber Naim'den Hoca sizden de cemaat olursa daha çok gülersiz"
Hele Bir Cuma Geçsin
Naim Hocaya gelir bir adam. “Hocam" der.
-"Benim babam Cuma günü öldü. Diyorlar ki Cuma günü ölene kabir azabı yoktur. Doğru mu?"
Naim hoca doğru olduğunu, ölenin kabir azabı çekmeyeceğini söyler. Adam devam eder:
-"Ama hocam, benim babam üçkağıtçının tekiydi. Milleti dolandırıp dururdu. İçki, kadın ne dersin hepsi vardı!
Hoca şöyle der:
-"Doğrudur! Cuma günü kabir azabı olmaz ama hele bir Cumartesi olsun, vazifeli melekler, onun anasından emdiği sütü burnundan fitil fitil getirirler."
Ele Hoş Olur Ki:
Naim Hoca Şehre gelen bütün Tiyatro oyunlarına gider, temsilleri protokol bölümünde izlerdi. Gelen üst düzey yöneticilere;
- “ Bah ben sizin temsilize geldim, siz de benim mekana gelin “ der onları Camiye davet ederdi.
-“ Hocam oyun nasıldı “ diye soranlara da
-“ Uşah ele hoş oliirkiii “ derdi.
Bir keresinde Erzurumlu Naim Hoca çıkmış vaaz kürsüsüne, başlamış guslün 3 farzını anlatmaya. Farzlardan ikisini beraber sayar. Ağzı ve burnu yıkamak der. Sonra ikincisi bütün vücudu yıkamak der. Ağzı ve burnu yıkamayı beraber saydığı için bir türlü üçüncüsü aklına gelmezmiş. Naim Hoca Erzurum şivesiyle kürsüden cami cemaatine sorar:
-"Söyleseniz ola Cemaat, üçüncüsü neydi?