Salı yazılarım okuyucularım ve takipçilerimiz tarafından çok beğeniliyor. Yazımın hemen başında teşekkür etmek zorunda kalıyorum. Yine Gaziantep’te gündem çok yoğun. Bu gündemin başında Muharrem Sarıkaya’nın tokatının perde arkası, doların yükselmesi, mal alıp satan hiç yok. Bu haftanın gündemi bunlar.
SARIKAYA OLAYININ PERDE ARKASI
Ben Muharrem Sarıkaya ile 1974 yılında Ankara Günaydın’da sayfa sektreterliği yaptığım dönemden tanıyorum. Bize Nevşehir’den geldi. Çalışkan, dürüst bir genç muhabirdi. Bildiğim kadarıyla kendisi iktisat okumuştu. Ekonomi üzerine yoğunlaşıyordu. Sonraki yıllarda Hürriyet, Güneş, Sabah ve son olarakta HaberTürk Ankara temsilciliği görevini yapıyordu. Hem Habertürk’te hemde internette köşe yazıları yazıyordu. Bildiğim kadarıyla, tecrübeli ve bilgili bir gazeteciydi. Tabii yıllardır bende televizyonculuk yapıyorum. Bu canlı yayın kazaları her zaman olur. Ne yaptığını bilmek zorundasın. Canlı yayınlarda ne kadar tecrübeli olursan ol, “Sinirlerine” hakim olmak zorundasın. Canlı yayın yapmak öyle zor ki, görüntü, ses ve buna benzer bir çok teknik sorunla karşı karşıya gelebilirsin. Üstelik teknoloji bu kadar gelişmişken işlerin kolaylaştığı görülürken dahada zorlaşmıştır. Sayın Sarıkaya kardeşimiz, seste sorun olunca bir telefon değişikliği sırasında ve yoğunda stresli bir haldeyken kendine yakışmayan genç gazeteci, kameraman Ahmet Demir’e tokat atması çok üzücü bir olaydır. Tek kelimeyle yalnış yapmıştır. Tabi, Muharrem Sarıkaya’nın bir hatasını da söylemek isterim. Kendisini çok büyük bir marka olarak görüyor, marka olunca karşısındaki çalışanları hor gördüğünü de söylemek isterim. Ankara’ya geldiği günlerde saygılı olduğu günleri bırakıp güçlü bir gazeteci olması bu hatayı tetiklemiştir. Ben hep şunu söylüyorum. Bir insan önce aynaya, sonra kendisine bakmalı. Sarıkaya geçmişte ne olduğunu unutup, medyadan aldığı bir güçle birden şaşırttığını görüyorum. Bir insan oturduğu koltuğu ve bulunduğu konumu kim olursa olsun, ona uyum sağlamak zorundadır. Şimdi olan oldu, nihayet sayın Muharrem Sarıkaya Habertürk’teki Ankara temsilciliği görevini bıraktı. Bırakmasındaki en büyük etken kamuoyundaki baskı oldu. Birde şunu unutmayalım 17 Aralık 2021’de olan bir olay iki gün sonra paylaşılmasına neden gerek görüldü. Bu soruyu da sormak zorundayım. Ben hep şunu diyorum, iki kişi arasındaki bir sır, sır değildir. Bakalım bu görüntüyü yayanlar kimler, hep birlikte göreceğiz. Buradan son olarakta İHA Muhabiri Ahmet Demir ile İHA Bölge Müdürü Orhan Akın’a da geçmiş olsun diliyorum.
DÖVİZ YÜKSELİNCE PİYASADA ALIM-SATIM DURDU
Son bir aydan buyana dövizdeki şok artışlar ticaretide adeta durma noktasına getirdi. Mal alan bir esnaf aldığı bir malı tekrar yerine koyamayınca ne satış yapıyor, nede alış. Bu durumda ticarette geçici olarak durma noktasına geldi. Çünkü dövizin artması, ihracatı artırabilir ama, ticareti durduruyor. Küçük esnaf şu an şaşkın bir şekilde ne yapacağını şaşırmış durumda. Böyle devam ederse bir çok iflaslar gündeme gelecektir. Ticarette herşey nakite döndü. Buna rağmen de kimse mal alıp satmıyor. İnşallah bunada bir çare bulunur.
HERKES TAYYİP BEYİN BİR BİRLİĞİ VAR DİYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Selamet Partisi geleneğinden gelen bir siyasetçidir. Siyaseti ve kitlelerde büyük bir ağırlığı vardır. Kendisi 2001 yılında MHP, DSP ve ANAP ekonomik sorunları çözemeyince büyük bir kriz olmuştu. O zamanda 2001 yılında Ak Parti Kurulmuştu. Kendiside Ak Parti’yi 5 arkadaşıyla kurmuştu. Ak Parti’nin ilk genel başkanı sayın Abdullah Gül olmuş ve daha sonra 2002 seçimlerinde de % 35’le iktidar olmuştu. Ak Parti iktidar olduğunda, iktidar olmasının en büyük nedeni de ekonomik sorunlardı. Şimdi bakalım, şu an 2001’deki sıkıntılar tekrar aynı şekilde yansıdı. Develasyonlar sonunda dolar ve Euro aldı başını gidiyor. Gördüğüm kadarıyla dolar 20 TL’ye, Euro ise 22 TL’ye yükselmeye devam ediyor. Bu tabloda da herşey tersine dönüyor. Herkesle konuştuğumda Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bir bildiği var” diyorlar. Bir bildiğini de biz merakla bekliyoruz. Biran önce uygulasın ve bu işe bir çare bulunsun. Rusya’da biliyorsunuz, Ruble’nin döviz karşısında değer kaybetmesi üzerine Putin, sabit dolara geçti. Bizde bence bir süre böyle yapsak iyi olur. Ancak, sayın Erdoğan’ın bildiği nedir onu bilmiyorum. Biran önce bu bildiğini sayın Cumhurbaşkanımızın kamuoyuyla paylaşıp piyasayı rahatlatması gerekiyor. Sayın Erdoğan, ihracat, istihdam ve üretim diyor ama, bu tabloda nasıl olacağını bizim bilmediğimize göre kendisinin biran önce ekonomik tedbirleri alıp kamuoyuyla paylaşmasını umut ediyorum.