Balık baştan kokar demiş atalarımız… Türk futbolunda gelinen noktaya baktığımızda gerçekten içler acısı bir duruma gelindi. Hakem çıkıp, “Bu işin yapılacağı kalmadı” derken neler anlatmak istediği açıkca ortada.
Son iki yıldan buyana hakemlerin baskı altında olduğu bir gerçek. Başkan, yönetici, teknik direktör ve futbolcular, hatta taraftarların bir çoğu bile her maç sonrasında hakemleri hedef tahtası olarak görüyor.
Yöneticiler üzerlerinden suçu atabilmek için bir günah keçisi arıyor, oda maalesef hakemler. Sen oynadında, golünü attında hakem vermedi mi? Maalesef öyle olmuyor… Yapılan hatalı transferler, teknik direktör seçimi ve hovardaca harcanan paralar hiç konuşulmuyor. Tek konuşulan hakemlerin hataları ve söyledikleri.
Ne diyor Halis Özkahya, “Herşey ve herkes değişmesine rağmen değişen birşey yok” diyor… Burada çok şeyi anlatmak istiyor. MHK yönetimi ve başkanı baskılar sonrasında değişti, yönetimleri değişti ama zihniyet aynı zihniyet. Büyük kulüplerin baskısı, büyük kulüplerin başkanlarının istekleri bitmediği sürece hakemlerin de rahat rahat maç yönetme şansı olmaz. Gaziantep FK-Kasımpaşa maçından önce Halis Özkahya’nın aslında kafasında soru işaretleri vardı. Bu soru işaretleri maçın sonuna yansıdı. Günyüzüne çıktı ve kamuoyuyla paylaştı. Halis Özkahya, söylediği gibi kılıfını uydurur bahane üretir ve oynatmayabilirdi. Ama, o maçtan sonra istifasını düşündüğü için, geleceği düşündüğü için kulüplerin onayını alıp çıktı 4 dakika daha oynattı. Ardından, “Bu işte artık ben yokum” dedi. Derken de üstü kapalı birşeyler anlatmaya çalıştı.
Yani; Türk futbolunun geldiği noktayı, futbolumuzu kimlerin yönettiğini, büyükleri memnun edemediklerini ve başkanların, yöneticilerin hatalarını hakemlerde ve teknik direktörlerde aradıklarını anlattı. Buda Türk futbolunun artık The End olmaya yaklaştığını gösteriyor. Yazık günah… Bugün Halis Özkahya gitti, yarın diğerleri. Çünkü, yetkili olan isim yetkisini kullanamadıktan sonra durmanın da bir anlamı olmadığını düşünüyorum… Vay Türk futbolunun haline…