Sivasspor takımı bu ligin en temaslı, en fizikli, en mücadeleci takımlarından bir tanesi. Bir defa savunma ve orta alan oyuncuları birbirlerine yakın oynuyorlar, kesinlikle boş alan bırakmıyorlar ve bu nedenle kontra yemiyorlar. Rakibe şut alanı, hızlı sprinterlere koşu bölgesi bırakmıyorlar.
Ofansif anlamda ise Gradel, Faysal ve Henrioqe gibi hızlı adamları, yada kanatlardan Oğuz ve Uğur Çiftçi'nin kestiği toplar ile Yatabere gibi fizikli santroforu, bunun yanında ölü toplardan golleri buluyorlar.
İlk yarıda tipik bir Sivasspor golü yedik, kanattan Ahmet, Henrioqe işbirliği ve Yatabere'nin bitiriciliği ile golü kalemizde gördük.
Bunun yanında biz rakibe özellikle ofansif anlamda karşılık veremedik. Çünkü top tutmamıza ve oyun bizde gözükmesine rağmen adam eksiltmede, bireysel teknik beceri, kanat organizasyonu, şut, ikiye birler yani futbolun gol gerektirecek hiç bir aksiyonunda yoktuk. Kaleci Muammer'i göremedik, şut atamadan, korner atamadan ilk yarıyı bitirdik.
Erol Bulut ilk yarı bitmeden neşteri Sagal ile vurdu, sonrasında Joau, Halil İbrahim, Kenan ve Doğan Erdoğan hamleleri ile oyun ve ofansif üstünlüğünü ele geçirdi. Sağdan, soldan, ortadan derken hak edilen gol ve puan Joau ile uzatma dakikalarında geldi.
Antalyaspor üç puandan sonra deplasmanda Sivasspor gibi takımdan alınan bir puanın bana göre çok ötesi.
Neden derseniz ;
Bu takımda Merkel, Joau, Caulker, Ahmet El Musa, Börven bu takımla kamp yemedi, hazırlık maçlarında oynamadı. Bu takım birbirleriyle antreman, kamp, maç derken daha iyi birbirlerini tanıyacak, uyum sağlayacak ve daha iyi olacaktır.
Tabii birde benim iddiam Maksim'in bu takıma dönüşü ve oyun liderliğini alması ile birlikte bu takım çıtayı dahada hem oyun, hem skor, hemde sıralama açısından üst sıralara yükseltecektir.
Sivas'ın yollarından puanla ve umutla dönmek harika....!