Biz hayvanları gruplama olarak ikiye ayırırız. Vahşi hayvanlar ve ehli hayvanlar. Ehli hayvanlar bize arkadaş verilmiştir. Onların etinden, sütünden, yününden derisinden, boynuzundan tırnağından hatta gübresinden faydalanırız.
Eğer bu hayvanlar bizim emrimize verilip, bize hizmetkar olmasalardı acaba kaç kişi bir öküzü, ineği yerinden oynatabilirdi? Halbuki küçücük bir çocuk bir ineği yularından tutup götürebiliyor. Koca bir koyun, keçi veya inek sürüsünü bir çoban, bir sığırtmaç yönlendirebiliyor. Bu durum gösteriyor ki bu hayvanların dizginini bizim elimize veren biri var. Yoksa bir nevi değil, bir tanesine hükmümüz geçmezdi.
"Semâniyete ezvâc", âyette açıklandığı üzere ikisi koyun, ikisi keçi, ikisi deve, ikisi sığır cinsinden olmak üzere, erkek ve dişi dört çift, fakat sekiz eştir. "(Enam, 6/142-145)
Kur’ân bir diğer ayette de bu “sekiz eş” hayvanın Allah’ın rahmet hazinesinden insanlar için “indirildiğini” kaydeder. Ayet şöyledir: “Allah sizi bir tek nefisten (Âdem’den) yarattı, sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş indirdi. O sizi tek bir candan yarattı; ondan da eşini yarattı. Sizin için davarlardan sekiz eş indirdi." (Zümer, 39/6)
Ayetlerde bu hayvanlar için kullanılan kelime "En'âm" sözcüğüdür ki, "nimetler" anlamına gelir. Gerçekten de söz konusu ehlî hayvanlar, kılından gübresine kadar her şeyi ile insanlar için bir nimet olarak yaratıldığı için, sanki gökten indirilmiş bir nimet gibi, onlara bu isim verilmiş ve "İndirdik" buyurulmuştur. Bu ayette “sekiz eş yarattı” ifadesi yerine, “sekiz eş indirdi.” ifadesinin tercih edilmesi üzerinde yoğunlaşan Üstad Bedîüzzaman hazretleri, sekiz tür mübarek hayvanın biz insanlık için sırf rahmet hazinesinden, yani Cennetten sırf nimet olarak indirildiğini ve gönderildiğini kaydeder. (https://sorularlaislamiyet.com/insanlarin-yararlandigi-hayvan-sayisi-sekizden-fazla-degil-mi)
Öyle ki, o mübarek hayvanlar bütün cihetleriyle bütün insanlığa nimettir: Kılından ve yününden evler, ev malzemeleri, çadırlar ve elbiseler yapılır. Etinden güzel ve leziz yemekler yapılır. Sütünden, yağından, yoğurdundan benzersiz derecede faydalı ve sıhhî gıda ürünleri elde edilir. Derilerinden giysiler, kürkler, ayakkabılar yapılır. Ve hatta gübrelerinden ziraat bitkilerinin rızkı, yiyeceği ve kullanacağı mineraller ve insanların gerek tezek olarak, gerekse bio-enerji olarak yakıtı elde edilmektedir. Bu yönleriyle bu mübarek hayvanlar insanlık için cisimleşmiş birer nimet külçesi ve rahmet yumağıdır. Gerçi bu hayvanların maddeleri ve cismanî vücutları dünyada yaratılıyor.
Fakat nimet sıfatı ve rahmet manası bu hayvanlarda, maddî vücutlarının tamamen üstüne çıktığından; “enzele- indirdi” tabiriyle anlaşılıyor ki, Hâlık-ı Rahîm bu mübarek hayvanları doğrudan doğruya rahmet hazinesinin birer hediyesi olarak, yüksek rahmet mertebesinden ve manevî ve ulvî Cennetinden yeryüzüne indirmiştir.