Tüketicinin korunmasıyla ilgili yapılan çalışmalar, bir toplumun ekonomik ve sosyal yönden kalkınması, ülkede üretilen mal ve hizmetlerin kalitesinin yükselmesi ve rekabet ortamının sağlanmasıyla yakından ilgilidir. Bu bağlamda, sadece bu çalışmalarda payı bulunan taraflara değil, ekonomik faaliyetlere taraf olan biz tüketicilere de çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Yasaların bizlere tanıdığı hakları kullanmaktan çekinmemeli ve hak arandıkça haksızlıkların azalacağını daima aklımızda tutmalıyız. Unutmamalıyız ki, sorumluluk bilincinin gelişmediği toplumlarda verilen hakların değeri özümsenemez ve sonuç olarak da bu haklar layıkıyla hayata geçirilemez.
Alışverişlerinde bilinçli hareket etmeye başlayan tüketicilerimiz, üreticilerimizi dünya standardında üretim yapmaya mecbur kılacak ve bu durum ekonomimizin bel kemiği olan sanayicilerimize dünya markalarıyla rekabette avantajlar sağlayacaktır. Bugünün rekabetçi ortamında pazarda yer almak isteyen işletmeler ürünlerde, hizmetlerde, iletişim çabalarında ve dağıtım sistemlerinde değer yaratan farklılıklar, yenilikler ve değişikliklerle tüketicilerin karşısına çıkacaklardır. Böylelikle, Türk ekonomisinin uluslararası pazarlarda rekabet edilebilirlik gücü, akılcı hareket eden, haklarının ve sorumluluklarının farkında olan, aşırı duygusallığa dayalı karar vermekten çekinen, eğitimli ve bilinçli tüketicilerin piyasada mevcut olan mal ve hizmetleri kalite, sağlık, güvenlik, çevre ve fiyat kriterlerine göre değerlendirerek alışveriş etmeleri ile büyüyecektir.
Tüketiciler, öncelikle sahip oldukları haklar ve bu haklara esas oluşturan yasalara ilişkin yeterli bilgi düzeyine sahip olmalıdır. Hepimizin bildiği gibi, ne kadar mükemmel yasal düzenlemeler hazırlanırsa hazırlansın, haklarını ve yükümlülüklerini bilmeyen satıcı, üretici ve tüketicilerin var olduğu piyasalarda bu yasaları tam anlamıyla uygulamak mümkün değildir. Günlük yaşamın bir parçası olan tüketici sorunlarının çözümü bilinçli tüketimden geçmektedir.