Bir ağaç ki, eğile eğile
İbadet olmuş,
Bir ağaç ki “ağaç” deyip geçmek
Adet olmuş
Dalları sallana sallana
Salıncak,
Budakları inile çıkıla
Basamak,
Kendisi renkten, ışıktan, kokudan
Bir demet olmuş,
Cenneti anlatan
Bir ayet olmuş.
Karışmış dallar dallara,
Kuşlarını çağırır yollardan.
Uçurur kuşlarını yollara…
Rengiyle, kokusuyla, tadıyla
Ziyafet olmuş.
Bir ağaç ki “ağaç” deyip geçmek
Adet olmuş.
Arif Nihat Asya
Gördüğümüzde ağaç deyip geçiyoruz. Şair Arif Nihat Asya’nın baktığı gibi bir ağacın hikmetli, diğer hayvanlara ve insan hayatına faydalı yönlerini de görebilmeliyiz. Bakalım neler var?
Çiçek açmış her bir ağaç, güzel yazılmış manzum bir kasidedir. O kaside Fâtır-ı Zülcelâl olan Allah’ı çok açıktan övüp, şiir okuyup, şaire benzer surette konuşmakla hal dili ile görünüşü ile söylüyor.
Veyahut o çiçek açmış her bir ağaç, binler bakar ve baktırır gözlerini açmış, tâ her şeyi sanatlı bir şekilde yaratan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah’ın yayılan ve sergilenen sanat harikalıklarını bir iki gözle değil, belki binler gözlerle baksın, tâ dikkat sahiplerini öyle baktırsın.
Veyahut o çiçek açan her bir ağaç, umumî bayram olan baharın içindeki hususî bayramında ve resmigeçit-misal bir anda yeşillenmiş belli bir işlevi yerine getiren bölümlerini en süslü süslemelerle süslemiş.
Tâ ki, onun sonsuz yücelik, heybet ve haşmet sahibi, her şeyin sultanı olan Allah, ona ihsan ettiği hediyeleri ve güzel ve hoş şeyleri ve nurlu parlak eserlerini seyretsin. Hem Cenab-ı Allah’ın sanat eserlerinin sergilendiği yer olan yerin yüzünde ve bahar mevsiminde, rahmet süslemelerini halkın bakışına sergilesin. Ve ağacın yaratılış hikmeti ve gayesini insana ilân etsin. İncecik dallarında ne kadar mühim hazineler bulunduğunu ve rahmet eserleri bütün varlık alemini kuşatan Allah’ın ihsan ve ikramlarının meyvelerinde ne derece mühim hazineler var olduğunu göstermekle Allah’ın kudretinin mükemmelliğini göstersin.
Özet olarak: Her şey Cenâb-ı Hakkın namına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek her bir ağaç "Bismillâh" der; rahmet hazinesi meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor.
Her bir bostan (Kavun, karpuz) "Bismillâh" der, kudret mutfağından bir kazan olur ki, çeşit çeşit pek çok muhtelif lezzetli yemekler, içinde beraber pişiriliyor.
Her bir bitki ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları "Bismillâh" der, sert olan taş ve toprağı deler, geçer. "Allah namına, Rahmân namına" der; her şey ona boyun eğer. Madem herşey mânen "Bismillâh" der; Allah namına, Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi "Bismillâh" demeliyiz. Allah namına vermeliyiz, Allah namına almalıyız