Ne yazık ki Koronavirüs salgını durdurulamıyor. Dünyanın dört bir tarafından moral bozan haberler gelmeye devam ediyor. Pandemi düzeyine ulaşan virüs salgını nedeniyle can kayıpları artarken, hemen tüm insanların hayatı adeta altüst oldu.
Salgın her geçen gün hayatımızı, özgürlüklerimizi daha fazla etkiliyor. Türkiye olarak da ilk günden itibaren etkili önlemlerle salgının önüne geçmeye çalışıyoruz. Maalesef “Evde Kal” çağrılarına yeterince uymayan insanlarımız dolayısıyla hükümet alınan önlemleri artırmaya, özgürlükleri kısıtlamaya devam ediyor.
Virüsle mücadele dolayısıyla birçok sektördeki işyerlerine kilit vuruldu. AVM’ler kapandı. Hayatını sokakta kazananlar işsiz kaldı. Organize Sanayi Bölgesindeki sanayi tesisleri esnek çalışma dönemine geçti. Virüs sadece can kayıplarına neden olmuyor, insanların aşını, işini, ekmeğini de kaybetmesine de yol açıyor. Virüsle devletimiz mücadele ediyor. Sağlık Bakanlığı öncülüğünde etkin tedbirler alınıyor. Bizlere de düşen en büyük görev, “Evde Kal”mak. Zorunlu olmadıkça sokağa çıkmamak.
Görünmez düşman Koronavirüse karşı “Evde Kal”mak çok önemli. Adeta zaruri. Ama mücadelenin bir başka boyutu daha var; Virüs nedeniyle işini, aşını, ekmeğini kaybedenlere bu zor günlerde destek olmak. Onlara, yalnız olmadıklarını hissettirerek, gönüllerini kazanmak.
Koronavirüs salgınının yaralarını sarmak amacıyla birçok ilimizde olduğu gibi Gaziantep’te de bir yardım kampanyası düzenlendi. Gaziantep Valisi Davut Gül öncülüğünde, “Kalbe Dokun, Gönül Kazan” sloganı ile “Gönül Seferberliği” isimli bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında Gaziantep’teki ihtiyaç sahiplerine temel gıda maddelerinin yer aldığı yardım kolileri dağıtılacak. Yardım kolilerinin dağıtımı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından yapılacak.
Kampanya ilk gününden itibaren Gaziantepli hayırseverlerden, belediyelerden, Oda, Borsa ve sivil toplum kuruluşlarından büyük ilgi görüyor. Gönül seferberliğine katılanların sayısı her geçen gün artıyor. Devlet ve millet kaynaşmasının, yardımlaşmasının en güzel örneklerinden biri olan “Gönül Seferberliği” kampanyası daha uzun süre devam edecek. Çünkü Koronavirüs salgınının ne kadar daha devam edeceğini henüz bilen yok.
Böyle bir ortamda kimsenin, aç ve açıkta kalmayacağını hissetmesi, devletine ve milletine olan güvenini pekiştirmesi çok büyük önem taşıyor. Zaten kadim kültürümüz de, dinimiz de bunu emrediyor. “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” diyen bir dinin mensupları olarak, bu gönül seferberliğine katılmak hepimiz için bir öncelik, bir vatan, bir vefa görevidir.
Bizler, her türlü yokluğa, zorluğa ve imkânsızlığa rağmen Kurtuluş Savaşını kazanarak tüm dünyanın takdirini kazanmış bir milletin evlatlarıyız. Kurtuluş Savaşında gösterdiğimiz fedakarlık, yardımlaşma ve dayanışma gibi duygulara yine ihtiyacımız var. Hem de çok ihtiyacımız var.
Küresel salgın nedeniyle işini, aşını ve ekmeğini kaybedenlerin morallerini yüksek tutmak, onların karamsarlığa kapılmasını önleyerek bu mücadelenin başarıya ulaşmasına katkı sunmak en büyük vatandaşlık görevimizdir. O gün, bu gündür diyor ve tüm hayırseverlerimizi bu kampanyaya katkı sunmaya davet ediyorum.
Bu zor günleri aşmak amacıyla düzenlenen çok anlamlı, çok yerinde bir kampanya olan Gönül Seferberliğini çok önemsiyor, emeği geçen tüm yetkililere ve bağışları ile gönüllere giren tüm hayırseverlerimize teşekkür ediyorum.
Son söz: Lütfen evde kalalım, sağlıkla kalalım.