Münker-Nekiri kabirdeki ölen kişiyi suale çeken Rabbi, iman ve İslamiyet ile ilgili sorular soran görevli meleklerdir. Bunların ismi anıldığında insana bir ürperti gelir. Acaba bu durumun hakikati nedir?
Münker ve Nekir Ölen kimseyi mezarında sorguya çeken ve gerektiğinde onu cezalandıran iki melektir. Bunların, Münker ve Nekir diye isimlendirilmeleri, her ikisinin de aşinası olmadığımız garip bir sûrette olmalarındandır. Ehl-i Sünnet'e göre, Münker ve Nekir, ölen kişiye Rabbini, dinini ve peygamberini sorarlar. Mü'min kişi bu sorulara cevap verir, ama kâfir veremez. Bu husustaki hadisler pek çoktur. Söz konusu iki melek ölünün kabrine gelir, Allah ölüyü diriltir ve melekler sorularını yöneltirler.
Ölen kişiye telkin verilirken Rabbi, dini ve peygamberi ile ilgili manalar hatırlatılır.
Telkin şöyle yapılır: Cenaze defnedildikten sonra iyi hal sahibi bir kimse ölünün yüzüne karşı durur ve ona ismiyle hitaben "Ey falan!" diye üç kez seslenir ve sonra şöyle der:
"Üzkür mâ künte aleyhi min şehâdeti en lâ ilâhe illallah!"
"Ey falan! Hayatta iken üzerinde olduğun, benimsediğin şu hususları unutmayasın: Allah'tan başka İlah yoktur ve Muhammed O'nun elçisidir. Cennet ve cehennem gerçektir, yeniden diriliş vardır, kıyamet saati kuşkusuz gelecektir. Allah kabirde yatanları yeniden diriltecektir. Yine unutma ki, sen Rab olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı, peygamber olarak Muhammed'i, imam olarak Kur'an'ı, kıble olarak Kâbe'yi ve kardeş olarak müminleri seçmiş ve bununla mutlu olmuştun. Rabbim olan Allah'tan başka İlah yoktur, ben ona dayandım, büyük arşın Rabbi de O'dur."
Bundan sonra üç kere, Yâ abdellâh, kul lâ ilâhe illallâh (Ey Allah'ın kulu, lâ ilâhe illallah de) denilmesi ve bunun ardından üç kere Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed'dir. Ey Rabbim, sen onu tek başına bırakma, varislerin en hayırlısı sensin denilmesi âdet olmuştur. Umulur ki bu telkinler ölüye yarar sağlar, orada bulunanlara ikaz olur.
Meleklere iman meyvesinden bir parçası ve Münker ve Nekir'e ait bir örneği şudur. Bu örneğe bakıldığında Münker ve Nekir'i niçin seveceğimiz anlaşılır:
"Herkes gibi ben de kesin olarak, mutlaka gireceğim" diye mezarıma hayalen girdim.
Ve kabirde yalnız, kimsesiz, karanlık, soğuk, dar bir hücre hapsinde, tam bir yalnızlık içinde korku ve ümitsizlikten dehşete düştüm.
Birden Münker ve Nekir topluluğundan iki mübarek arkadaş çıkıp geldiler.
Benimle münazaraya, karşılıklı konuşmaya, ilmi ve kurala uygun münakaşaya başladılar.
ÂKalbim ve kabrim genişlediler, nurlandılar, hareketlendiler.
Ruhlar alemine pencereler açıldı. Ben de, şimdi hayalen ve istikbalde hakikaten göreceğim o vaziyete bütün canımla sevindim ve şükrettim.
Sarf ve nahiv (Arapça gramer) ilmini okuyan bir medrese talebesinin vefat edip, kabirde Münker ve Nekir'in: "Men Rabbüke" (Senin Rabbin kimdir?) diye suallerine karşı, kendini medresede zannedip nahiv (dil bilgisi) ilmiyle cevap vererek, "Men mübtedâdır (fail-yapan), Rabbüke (Senin Rabbin) onun haberidir. Zor bir meseleyi benden sorunuz, bu kolaydır" diyerek, hem o melekleri, hem hazır ruhları, hem o hadiseyi gören orada bulunan bir keşfü'l-kubur velîsini (kabirdeki ölülerin hallerini anlayan ve bilen Allah dostu evliya) güldürdü ve rahmet-i İlâhiyeyi tebessüme getirdi. Azaptan kurtuldu diye anlatılır.
İman hakikatlerini yazan, okuyan ve dinleyen de kabirde sual meleklerine Kur'an hakikatleriyle cevap verebilir. bizler de, o suallere karşı İman ve Kur'an hakikatlerinin parlak ve kuvvetli delilleri ile istikbalde hakikaten ve şimdi manen cevap veriyoruz. Melekleri bu cevaplar karşısında tasdike-onaylamaya ve beğenmeye ve tebrike sevk etmiş olacağız, inşaallah.
(Faydalanılan Kaynaklar: Şualar, https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/munker-nekir http://www.islamveihsan.com/telkin-nedir-cenazede-neden-telkin-yapilir.html)
Â
Â