Hadisleri Doğru anlamak

Hadisleri Doğru anlamak

Kıyamet alâmetlerinden ve ahirzaman olaylarından ve Bazı amellerin fazilet ve sevaplarından bahseden Peygamberimizin hadisleri güzelce anlaşılmamıştır. Akıllarına güvenen bir kısım alimler onların bir kısmına zayıf veya uydurma hadis demişler. İmânı zayıf ve enaniyeti (benliği) kuvvetli bir kısım da, inkâra kadar gitmişler.

Bu konu ile alakalı olarak bazı alimlerin beyanı ile işin doğru, gerçek yüzüne işaret edeceğiz.

Birinci olarak dinin bir imtihan, bir tecrübe olduğunu unutmayacağız. Bu surette yüksek ruhlar, alçak ruhlardan ayrılır. En yüksek mertebedeki Hz. Ebubekir-i Sıddık (R.A.) en alçak mertebedeki Ebucehil-i Lain’den ayırt edilir. Öyle ise ileride herkese göz ile görülecek hadiseleri öyle bir tarzda bahsedecek ki; ne bütün bütün meçhul kalsın, ne de apaçık olup herkes ister istemez tasdike mecbur kalsın. Akla kapı açacak, ihtiyarı (iradeyi) elinden almayacak. Zira eğer tamamen apaçık derecesinde bir Kıyamet alameti görülse, herkes tasdike mecbur olsa; o vakit kömür gibi bir kabiliyet, elmas gibi bir kabiliyet ile beraber kalır. Sorumluluk ve imtihan sırrı ve imtihan neticesi kaybolur. İşte bunun için, Mehdi ve Süfyan meseleleri gibi çok meselelerde çok ihtilaf (ayrılık) olmuş. Hem Peygamberimizden duyulan şeylerin nakledilmesi dahi çok muhteliftir, birbirine zıt hükümler olmuş.

İslâmi meselelerin tabakaları vardır. Biri kesin delil istese, diğeri bir üstün gelen kanaat ile yetinir. Başkası yalnız bir teslimiyet ile kabul etmek ve reddetmemek ister.

Öyleyse, imanın esaslarından olmayan teferruata dair olan meseleler veya zamanın olayları her birinde bir kesin delile dayalı olan sağlam inanç ile bir kesin delil istenilmez. Yalnız reddetmemek ve teslimiyetle ilişmemek gerekir.

Sahabeler Zamanında İsrailoğulları ve Hıristiyanların alimlerinden çoğu İslâmiyete girdiler. Eski bilgileri dahi onlarla beraber Müslüman oldu. Bazı gerçeğe aykırı geçmişteki bilgileri, İslâmiyet’in malı sanıldı.

Peygamberimizin hadislerini nakledenlerinin bazı görüşleri veyahut ortaya çıkardıkları manaları, hadisin metninden kabul ediliyordu. Halbuki insan hatadan uzak olmadığı için, gerçeğe aykırı bazı ortaya çıkardıkları gizli manaları veya görüşleri hadis zannedilerek zayıflığına hükmedilmiş.

Hadiste “Ümmetimin içinde hadis ilmiyle uğraşan alimler vardır.” İfade buyrulmuştur. Yani kendilerine ilham olunan kimseler sırrınca, bazı keşif ehli ve veliler (Allah dostları) olan Allah tarafından ilhama mazhar olan hadisçilerin ilhamlarıyla gelen bazı manalar, hadis kabul edilmiş. Halbuki evliya ilhamında, bazı arızalarla hata olabilir. İşte, bu neviden bir kısım gerçeğe aykırı çıkabilir. Başta Buharî ve Müslim-ki, Kur'ân'dan sonra en sahih kitap olduklarını ehl-i tahkik kabul etmiş Hadis ilmiyle uğraşan alimlerden en çok bilinenlerinden birisi İmam-ı Buhari Hazretleridir. Beş yüz bin hadisi hıfzına (ezberine) alan Hazret-i Buharî başta olarak, Kütüb-ü Sitte-i sahiha hadisleri nakilleri, gözle görmek kadar katidir. On bir cilt olan Sahih-i Buhari’de Beş yüz bin hadisi ezberleyen İmam-ı Buhari Hazretleri ezberindeki hadislerden 7563 hadisi kaydetmiştir. On bir cilt olan Sahih-i Buhari isimli kitabına almıştır. Kütüb-ü Sitte-i Sahiha ise hadise dair altı kitaptır. Bu eserler en çok tetkik edilmiş, en sahih, en doğru ve muteber hadis kitaplarıdır. 1-Sahih-i Buhari 2-Sahih-i Müslim 3-İbn-u Mace 4-Ebu Davud 5-Tirmizi 6-Nesai

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri