Evet, madem Kur'ân'ın herbir âyetinin çok doğru yol gösterici yönleri ve çeşitli hidayete götüren yönleri olduğunu gerçeği araştıranlar ve belağat ilmi ehli birleşmişlerdir. Öyleyse, İfade ve açıklamaları ile mucize olan Kur'ân'ın en parlak ayetleri olan peygamberlerin mucizeleri ayetleri, birer tarihi hikaye değildir. Muhakkak onlar çok doğru yolu gösteren ifadeleri içine alıyorlar.
Evet, peygamberlerin mucizelerini zikretmesiyle, insanları fen ve sanatının en son hududunu çiziyor.
En ileri gayelerine parmak basıyor.
En nihayet hedeflerini tayin ediyor.
İnsanın arkasına teşvik elini vurup o gayeye sevk ediyor.
Geçmiş zaman, gelecek zamanın tohumlarının deposu ve hadiselerinin aynasıdır.
Gelecek zaman dahi, geçmişin tarlası ve durumlarının aynasıdır.
Şimdi, misal olarak, o çok geniş kaynaktan yalnız birkaç numunelerini beyan edeceğiz.
Meselâ, Hazret-i Süleyman Aleyhisselâmın bir mucizesi olarak havaya hükmetmeyi beyan eden ["Rüzgarı da Süleyman'a boyun eğdirdik ki, sabahtan bir aylık, öğleden sonra bir aylık yol giderdi." Sebe' Suresi 34:12] ayeti, "Hazret-i Süleyman, bir günde havada uçma ile iki aylık bir mesafeyi kat etmiştir" der. İşte, bunda işaret ediyor ki: Beşere yol açıktır ki, havada böyle bir mesafeyi aşmıştır. Öyleyse, Ey insan! Madem sana yol açıktır; bu mertebeye yetiş ve yanaş.
Cenâb-ı Hak, şu ayetin lisanıyla manen diyor: "Ey insan! Bir kulum nefsin gelip geçici arzu ve istekleri terk ettiği için havaya bindirdim. Siz de nefsin tembelliğini bırakıp bazı Allah'ın kainata koyduğu tabiat kanunlarından güzelce istifade etseniz, siz de havaya binebilirsiniz."
Hem Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâmın bir mucizesini beyan eden "[Musa'ya] 'Vur asanı taşa' buyurduk. Asasını vurduğu yerden, on iki pınar fışkırıverdi.'Bakara Suresi, 2:60 ve devamı. Bu ayet işaret ediyor ki, zemin altında gizli olan rahmet hazinelerinden, basit aletlerle istifade edilebilir. Hatta taş gibi bir sert yerde, bir asa (baston) ile hayat suyu çekilebilir. İşte, şu ayet, bu mana ile beşere der ki: Rahmetin en latif feyzi olan hayat suyunu, bir asa ile bulabilirsiniz. Öyleyse haydi, çalış, bul.
Cenâb-ı Hak, şu ayetin işaret diliyle, manen diyor ki: "Ey insan! Madem Bana itimat eden bir kulumun eline öyle bir asa veriyorum ki, her istediği yerde hayat suyunu onunla çeker. Sen de benim rahmet kanunlarıma dayansan, şöyle ona benzer veyahut ona yakın bir aleti elde edebilirsin. Haydi, et!"
İşte, insan ilerlemelerinin mühimlerinden birisi, bir aletin icadıdır ki, ekser yerlerde vurulduğu vakit suyu fışkırtıyor. Artezyenle su bulma ve su çıkartma aletleri, dalgış pompalar sayesinde yeraltındaki sular çıkartılabiliyor. Şu ayet, ondan daha ileri nihayetleri ve en son sınırlarını çizmiştir. Nasıl ki önceki ayet de, şimdiki halihazır tayyareden çok ileri nihayetlerinin, sonlarının noktalarını tayin etmiştir.
İnsanları benzerlerini yapmaya hem şahsen hem de insanlık nevi olarak teşvik vardır. Kulluk vazifenizi unutmamak şartı ile bu peygamberlerin mucizelerine yetişip yanaşabileceğimiz bildirilmiştir.