KOVID-19 ile birlikte sağlık birinci gündem maddemiz haline geldi. Sağlığımızı sadece virüsler, mikroorganizmalar ya da bakteriler değil yaşadığımız binalar da yakından ilgilendiriyor. Kısacası sağlıklı bina, sağlıklı insan demek.
Bir binanın sağlıklı ve güvenli olması için üç temel unsur bulunuyor. Birincisi yapı denetim sisteminin sağlam çalışması, ikincisi şantiyedeki üretim aşamasının bilimsel kurallara göre yapılması, üçüncüsü ise inşaatları denetlemekle görevli kamu kurum ve kuruluşlarının görevlerinden taviz vermemesi gerekiyor. Bu üç alan içerisinde en sorunlu olan ise binalardaki üretim aşaması. Yani şantiye şefi ile ilgili bölüm. Sağlıklı ve güvenli yapılar için her şantiyeye bir şantiye şefinin görevlendirilmesi gerekiyor.
Aslında her inşaatın yapımında bir şantiye şefi görevlendiriliyor. İnşaatın tabelasına baktığınızda görevli bir şantiye şefinin ismi yazıyor. Ancak, ne yazık ki bu çoğu zaman kağıt üzerinde kalıyor. Bir şantiye şefinin üretimin her aşamasında şantiyede bulunması gerekirken, bazen 5 tane inşaata birden şeflik yapabiliyor. Hatta inşaat mühendisi ve mimarlar dışındaki meslek dallarından da şantiye şefinin görevlendirilmesi de sistemin sakat işleyen başka bir boyutunu ortaya koyuyor. Yani şantiye şefinin adı var kendi yok.
Şantiye şefi, bir inşaatın başından sonuna kadar her aşamada sorumluluğu olan ve bilgisine ihtiyaç duyulan bir kişidir. Buna rağmen şantiye şefinin kağıt üzerinde kalması akıl alacak bir durum değildir. İnşaat Mühendisleri Odası geçtiğimiz hafta Türkiye genelinde bir kampanya başlattı. Kapmayanın sloganı ise “Her inşaata bir şef” şeklinde belirlenmiş. Kampanya ile şantiye şefinin görevinin kağıt üzerinde kalmaması ve şefin inşaatın başında bizzat durmasının önemine dikkat çekilmek isteniyor.
Şantiye şefliğinin kağıt üzerinde kalmaması depremlerdeki ve iş kazalarındaki can kayıplarının da azaltılması açısından büyük önem taşıyor. İnşaat Mühendisleri Odası'nın açıklaması konunun ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor:
"Şantiye şefliği; bir yapının, veya mühendislik-mimarlık hizmeti gerektiren herhangi bir işin, plan, proje ve hesaplarına, ilgili fen ve sanat kurallarına, teknik mevzuata uygun olarak yürütülmesi ve denetlenmesi işidir. Yapının fen ve tekniğe, ruhsat ve projesine uygun olarak inşa edilmesi, inşaatın iş ve işlemlerinin planlanması, sevk ve idaresi ve iş güvenliğinin sağlanması işçi sağlığının gözetilmesi şantiye şefinin görevidir.
Topraklarının yüzde 93’ü aktif deprem kuşağı üzerinde bulunanTürkiye’de, güvenli yapı üretimi ve deprem nedeniyle oluşacak zararların asgariye indirilebilmesi için şantiye şefliği anahtar konumunda yer almaktadır. Deprem hasarlarının çokbüyükbir kısmı inşaat hatalarından kaynaklanmaktadır. Bilinçsizlik veya liyakatsizlik doğa olaylarını felakete dönüştürmekte, toplumda onarılması zor yaralar açmaktadır. Şantiye Şefliğinin kamuoyunu yakından ilgilendiren bir başka kilit rolü, şantiye alanında işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasıyla ilgilidir. Ne acıdır ki ülkemiz yıllardır işçi ölümlerinde Avrupa birinciliğini ve dünya üçüncülüğünü bırakmamaktadır. Bu işçi ölümlerinin büyük çoğunluğunun inşaat sektöründe yaşandığı herkesin malumudur. Dolayısıyla, iş kazalarına karşı alınacak önlemlerde müteahhitlerin sorumluluklarını yerine getirmesinin yanı sıra, şantiye şefliğinin yetkin kişilerce ve tam zamanlı yürütülmesi hayati önemdedir."
İnşaat Mühendisleri Odası'nın, "Her şantiyeye bir şef" konulu kampanyası aylarca sürecek. Kampanyayı çok önemsiyorum. Tamamen bilimsel, toplumun her kesiminin faydasına olan bir talep. Olması gereken değil, zorunlu bir düzenleme gerekiyor. Ancak ne yazık ki böylesine önemli bir konuda siyasilerden, sivil toplum kuruluşu başkanlarından, tüketici örgütlerinden daha doğrusu konunun taraflarından bir ses çıkmamasını da anlayamıyorum. Umarım bu suskunluk kısa sürer.
Çünkü biz biliyoruz ki, deprem değil çürük bina öldürüyor. İstiyoruz ki, kimse ölmesin, iş kazaları da kader olmasın.
Mutlu haftalar dileğiyle.