Allah’ın nezdinde en sevgili olan Habibullah (Allah’ın sevgilisi) diye adlandırılan, Hadis-i Kudsi’de “Sen olmasaydın ey Habîbim, felekleri (kâinatı) kainatı yaratmazdım.” diye adlandırılan iki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa (ASM)’dır. O en sevgiliye layık olmak, onun şefaatine mazhar olmak ancak onun sünnetine uymakla olabilmektedir.
Ayet meali olarak “Eğer Allah’a muhabbetiniz varsa onun sevgili kulu Habibulllah’a uyulacak.Uyulmazsa, netice veriyor ki Allah’a muhabbetiniz yoktur. Muhabbetullah varsa, netice verir ki Allah’ın sevgilisinin Sünnet-i Seniyyesine uymayı netice verir. (Ali İmran, 3/31)”. Evet, Cenâb-ı Hakk’a iman eden, elbette O’na itaat edecek. Ve itaat yolları içinde en makbulü ve en istikametlisi ve en kısası, şüphesiz, Allah’ın sevgilisinin gösterdiği ve takip ettiği yoldur.
“Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa,
Nûr-u Muhammedî (a.s.m.) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir:
Eğer o büyük âlem, bir ağaç olarak hayal edilirse, Nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem meyvesiolur.
Eğer dünya cisimleşmiş bir hayat sahibi farz edilirse, o nur onun ruhu olur.
Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, o nur onun aklı olur.”
Öyle bir Zat ki:
Birinci olarak: Tevrat, İncil, Zebur gibi mukaddes kitaplardan, pek çok tahrifata maruz oldukları halde, şu zamanda dahi, Hüseyin Cisrî gibi bir araştıran, Zat-ı Ahmediye’nin peygamberliğine (a.s.m.) dair yüz on dört işaret eden müjdeleri çıkarıp Risale-i Hamidiye'de göstermiştir.
İkinci olarak: Tarihçe sabit, Şık ve Satîh gibi meşhur iki kâhinin, Zat-ı Ahmediye’nin peygamberliğinden (a.s.m.) biraz evvel, peygamberliğine ve Âhirzaman Peygamberi o olduğuna beyanatları gibi çok müjdeler sahih bir surette tarihte nakledilmiştir.
Üçüncü olarak: Zat-ı Ahmediye’nin (a.s.m.) doğduğu gece Kâbedeki putların düşmeleriyle, Fars kisrası (Kralı)nın meşhur sarayının çatlaması, bölünmesi gibi, irhasat denilen peygamberimiz Hz. Muhammed’in (a.s.m) peygamberliğinden önce ortaya çıkan harikulade hallerdir. Bunlar peygamberliğine delil teşkil eden hadiselerdir. Bu irhasat denilen yüzer harika tarihçe meşhurdur.
Dördüncü olarak: Bir orduya parmağından gelen suyu içirmesi ve câmide, bir büyük bir cemaat huzurunda kuru direğin, minberin naklinden dolayı Zat-ı Ahmediyeden (a.s.m.) ayrılığından dolayı deve gibi acıdan inleyişle ağlamasıdır.
“Ay yarıldı.” Kamer Suresi, 54:1 Kur’an’ın açık ve kesin hükmü ile, Ay’ın ikiye bölünmesi gibi, gerçekleri araştıran alimlerin araştırmaları ile bine varan mucizelerle benzerlerinden üstün olduğunu tarih ve siyer [Peygamberimizin (a.s.m) hayatını konu alan ilim dalı] gösteriyor.