Gaziantep Valiliği ve Büyükşehir Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile Fırat nehri üzerinde Rumkale’ye hakim bir cam teras yaptırılıyor. Türkiye’nin en büyük cam teras projesi 12 bin 441 metrekare alanı kapsayacak. Proje içerisinde restoran, yöresel ürün satış yerleri ve otopark gibi alanlar da yer alacak.
Son yıllarda Rumkale ve Fırat çevresini turizm merkezi haline getirmek amacıyla Büyükşehir Belediyesi önemli çalışmalar yapıyor. Rumkale bizim önemli bir tarihi ve kültürel değerimiz. Rumkale gibi daha nice tarihi ve kültürel değerlerimiz var. Karkamış, Dülük, Yesemek, Zeugma ve Zincirli gibi dünya tarihinde çok önemli yere sahip değerlerimiz var. Ne yazık ki, bu değerlerimizi değerlendirme ve liyakatiyle tanıtmada istediğimiz noktada değiliz.
Liyakat Sahibi İnsanlar Tarihe ve Kültüre El Atmalı
Bu tarihi ve kültürel değerlerimizi değerlendirebilmek her açıdan önem taşıyor. Bunun için de öncelikle tarihi zenginliklerimizi doğru ve etkili bir şekilde dikkat çeken öyküleriyle birlikte dünya kamuoyuna sunmamız gerekiyor. Laf olsun diye tanıtım olmaz. Hele hele yalan yanlış bilgilere dayalı bazı tarihi saptırmalarla tanıtım hiç olmaz. Tanıtımı yapabilmek için önce tanımak, bilimsel verilere dayandırmak ve işi liyakat sahibi uzmanlara bırakmak en doğrusu olacak. Her tarihi değerimizi öyküleri ile tanıtmak, dünyanın ilgisinin bu bölgeye yönelmesine yol açacaktır.
Her kentin kendine has bir öyküsü vardır
Mesela Fırat kıyısında bulunan Rumkale ve Zeugma… İlk çağlardan itibaren nehir taşımacılığının ve ticaretinin yapıldığı Fırat ve çevresi dünya tarihine yön veren medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Fırat Kıyısında bulunan Rumkale, Hristiyanlar için kutsal sayılan bir yer. Hz. İsa’nın havarilerinden Johannes, İncil’i Rumkale’de saklıyor ve burada çoğaltarak dünyaya yayıyor. Yani mimarisi ve doğal güzellikleri ile insanları kendine hayran bırakan Rumkale aynı zamanda Hristiyan alemi için de kutsal bir mekan.
Yine Fırat kıyısında bulunan Zeugma Roma İmparatorluğunun en önemli lejyon (asker) kentlerinden biri. Zeugmalıların yaşadığı villaların tabanlarını süsleyen sanat değeri yüksek mozaikler kentin zenginliğini ve ihtişamını ortaya koyuyor.
Dülük Antik Kenti Gaziantep Gündemine Girmeli
Gaziantep’in hemen yanı başında, şehre yürüyüş mesafesinde bulunan Dülük antik kenti ise apayrı bir hikayedir. Ne yazık ki, Dülük gibi önemli bir değerimizin farkında bile değiliz. İnsanlığın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Dülük’ün tarihsel önemi son yılların gözdesi olan Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’den daha az değildir. Ancak, Dülük’ün bırakın dünya gündemine gelmesini, Gaziantep’in gündemine bile girememesini anlamak mümkün değildir.
İslahiye ilçesi sınırları içerisinde bulunan Yesemek’i en son iki yıl önce ziyaret etmiştim. Yesemek’in içinden üst kısma yapılan gölete ulaşmak için geçirilen yolu, tarihin en önemli eserlerinin kepçelerle yerlerinden kaldırılma çabası ve içler acısı çevre düzenlemesini görmek beni oldukça üzmüştü. Üstelik birinci derecede sit alanı olan dünyada ikinci bir örneği olmayan Yesemek Heykel Atölyesinde yapılanların altına imza atanın liyakatten nasibini almamış bir arkeolog olması beni daha da çok üzmüştü.
Gaziantep’in en önemli tarihi ve kültürel değerlerinden birisi olan Zincirli Höyük ise en az bilinen antik kentlerimizden birisidir. Sam’al krallığının başkenti olan Zincirli Höyük’te yapılan kazılarda elde edilen çok önemli bulgular binlerce yıl önceki yaşamları gün ışığına çıkarıyor. Hatta burada ele geçirilen dönemin krallarından birisine ait vasiyetname belki de dünyanın ilk vasiyetnamesi olarak hukuk tarihine geçmiştir.
Ve Karkamış… Suriye sınırında bulunan Karkamış antik kenti, tarihte ilk yazılı antlaşmanın yapıldığı yerdir. Hititler’in bölgedeki en önemli merkezlerinden biri olan Karkamış’taki kazılar devam ediyor. Tarihin sıfır noktası olarak değerlendirilen Karkamış Antik Kenti Arkeoparkı geçtiğimiz yıl ziyaretçilere açıldı. Arkeoparkı ziyaret edecek olanlar, Hititler’den kalan saray ve tapına kalıntılarını, eski kazı evini, Roma sütunlu caddeyi, heykelleri ve kartal başlı grifon kabartmalı duvarları görebiliyor.
Gaziantep Tarihi Yeniden Yazılmalı
Antik kentlerimizde kazılar devam ediyor. Her yıl dünya tarihini değiştirecek yeni bulgular ortaya çıkarılıyor. Yeni bulgularla birlikte Gaziantep’in tarihi de değişiyor. Bu nedenle Gaziantep’in tarihinin yeniden yazılması gerekiyor. Çünkü Gaziantep’in tarihi ile ilgili bu gün gerçek olarak bilinenlerin çoğu genellikle halk bilimciler tarafından yazılmış. Bu nedenle de eksiklik, yanlışlık çok. Hem eksiklik ve yanlışlıkların giderilmesi hem de yeni bilgilerin eklenmesi için liyakat sahibi, uzman bir heyet tarafından Gaziantep’in tarihinin yeniden yazılması tanıtımda düşülen yanlışlardan kurtulmamız içinde önemli olacak.
Mutlu haftalar dileğiyle…