Tarihin akışını değiştiren savaşlar vardır. Kahramanlık destanları vardır. Tıpkı, "Geçilmez" denilen Çanakkale gibi... Tıpkı, 140 bin kişilik Rus ordusunun durdurulduğu Plevne gibi. Tıpkı, Fransızlara 11 ay boyunca geçit vermeyen Antep gibi.
Antepliler, o dönemin en modern tankına, topuna, silahlarına ve uçaklarına sahip olan Fransızları 11 ay boyunca şehre sokmadı.
Düşünün... Antepliler o tarihe kadar henüz tekerlekli otomobil görmemişti. Ama o tarihte Fransızlar tankları ile şehre girmeye çalışmışlar. Uçakları bile var. Anteplilerin ise adeta, vatan, millet ve bayrak sevgisinden başka bir şeyleri yok.
Anteplilerin mukaddes kanları ile yazdıkları bu kahramanlık destanı, kurtuluş mücadelesi veren diğer illere de örnek olunca Milli Mücadele'nin başarıya ulaşmasında büyük rol oynamıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Ben Antepliler'in gözlerinden nasıl öpmem ki? Onlar yalnız Antep'i değil Türkiye'yi de kurtardılar.”şeklindeki sözleri, Antep Savunmasının tarihsel önemini ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir.
Bu kahramanlık destanı Antep'e Gazilik unvanının verilmesini sağlamış. O tarihlerde Antep'e gazilik unvanı verilmesi için en fazla mücadele edenlerden birisi de Müfide Ferit Tek'tir. M
Müfide Ferit Tek, Şubat-1921'de Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ndeki yazısında, Anteplilerin kahramanlığını şöyle dile getiriyordu:
"Türkler, hürmetle eğiliniz Antep karşısındasınız! Onu, o aşkı vatan timsalini, kendi ezeli ve fıtri kahramanlığınızı selamlıyorsunuz.
Gaziantep sen bir abidesin! Sen ikinci bir (Plevne), ikinci bir (Çanakkale)sin. Sen kahraman Antep, bütün bu elem günlerinin teselli, bu necat günlerinin ümidisin! Mütakere muharebe şerefi iftiharı oldun! Avrupa´nın çelik, camit ruhunu gevşeten bir secaat ateşi oldun! Biz bugün senin yeşil ağaçlarının sakin gölgesinde milli tarihimizin en ünlü vakıasını, en safşaheserini, milli kahramanlığımızın ilahi bir timsalini seyrediyoruz.
Onun için hükümet bugün senin yaralı ve asil göğsüne gazi nişanını takarken, bütün millet birden karşısında huşu ile, şükranla eğiliyor!
Gaziantep! Dünyada bir tek Türk kaldıkça senin ismin mukaddes tanınacak, dünya durdukça senin gazi kalan Türklüğün ebedi bir timsalin olacaktır."
98 Yıl önce, düşman kuvvetlerini şehre sokmamak için canlarını seve seve vermekten çekinmeyen atalarımızın anısı önünde hürmetle eğiliyoruz.
Anteplilerin 98 yıl önce yazdığı bu kahramanlık destanından almamız gereken dersler bulunuyor. Bu destan, Anteplilerin vatan ve bayrak sevgisinin, bağımsızlığa ve özgürlüğüne olan düşkünlüğünün eseridir. Bu destan, yardımlaşma ve dayanışmanın, birlikte hareket etmenin ürünüdür. Bu destanın tam ve doğru bir şekilde gelecek nesillere aktarılması, atalarımıza bir vefa ve saygı borcudur.
98 Yıl önce milli mücadeleye öncü olan Antep, bugün de sanayi ve ticaretteki başarısıyla ülke kalkınmasına öncülük yapıyor. Antepliler, o tarihte sadece Fransızlarla mücadele etmedi. Yokluğa, açlığa karşı da savaştılar. O gün açlıkla imtihan edilen Antepliler, bugün gıda üretimi ve ihracatındaki başarılarıyla adeta dünyayı doyuruyor. O gün Fransız askerlerini bir nevi oyuncak olan ve makineli tüfek sesi çıkaran "Tak-Takı" ile korkutan Antepliler, bugün savunma sanayinde de Türkiye'ye öncü olmak istiyor.
Bu gurur tüm Gaziantep'te yaşayan herkesindir. Gazi kentimizin en büyük bayramını coşku ile kutlamalıyız. Ev ve işyerlerimizi bayraklarla donatmalı, çocuklarımıza Antep Savunmasını anlatarak, milli bilincin ve şuurun oluşmasına katkı sağlamalıyız.
Kurtuluş Bayramımızı kutlarken, bizlere bu şerefli tarihimizi miras bırakan başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve aramızdan ayrılan gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.