Antep fıstığı, bölgemizin en önemli tarım ürünlerinden birisi. Şehrimizin en kıymetli markaları arasında yer alıyor.
Türkiye’de Gaziantep ve Şanlıurfa başta olmak üzere 27 ilde Antep fıstığı tarımı yapılıyor. Son yıllarda Antep fıstığının üretim ve pazarlamasında önemli aşamalar kaydediliyor. Geçmişte büyük ölçüde kuruyemiş olarak tüketilen Antep fıstığının endüstriyel bir ürün haline gelmesi hem çiftçinin hem de fıstığın kaderini değiştirdi. Çiftçi fıstıktan iyi para kazanınca bölgedeki boş alanlara Antep fıstığı dikildi. Geçmişte fıstık ağaçlarından ortalama 15 yılda ürün alınırken, modern tarım yöntemleri ile bu süre yarı yarıya düşürüldü.
Fıstık üretiminin yanında tanıtımında ve uluslararası pazarların büyümesinde de önemli aşamalar kaydedildi. Özellikle Gaziantep Ticaret Borsası başta olmak üzere Gaziantep Ticaret Odası ve Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği bu konuda başarılı projeleri hayata geçirdi.
Sonuç olarak Antep fıstığında çok iyi bir noktaya geldik. Bu yıl da rekoltede patlama bekleniyor. Gaziantep Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, bu yılki fıstık rekoltesi için, “Cumhuriyet tarihinin en yüksek rekoltesi” tahmininde bulundu.
Gaziantep Ticaret Borsası’nın ekipleri şu anda fıstık üretiminin yoğun olduğu 6 il, 23 ilçe ve 450’nin üzerindeki köyde rekolte tahmin çalışması yürütüyor. Ön hesaplamalara göre bu yılki rekoltenin 300 bin tonun üzerinde olması bekleniyor. Mahsul bereketli, çiftçi heyecanlı ve yüzler gülüyor. Rekoltedeki artışla birlikte fıstık ihracatının da önümüzdeki yıl artacağı tahmin ediliyor.
Gaziantep Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, fıstık üretimi ve ticaretinde gelinen başarının nedenlerini şöyle anlattı: "Son yıllarda verdiğimiz eğitimler ve danışmanlık ile üreticilerimiz profesyonel tarım yapmaya ve fıstık arazilerini damla sulama modelini kullanarak verimlerini artırdı. Eskiden fıstık kıraç arazilere ekiliyordu, ancak profesyonelleşen çiftçimiz son yıllarda daha fazla alanları ekilir hale getirdi. Bizim yaptığımız teşvik çalışmaları da oldu. Bu çalışmaların sonunda geldiğimiz nokta itibariyle Antep fıstığı çiftçisi dünya literatürünü yakaladı. Eskiden 20 yılda verim vermeyen ağaçlar, şimdi profesyonel teknikler ile yetiştirilince 7-8 yıl içinde verim vermeye başladı. Biz bu süreyi daha da aşağı çekmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz."
Fıstıkta iyi bir noktaya geldik. Ancak, bizim fıstık gibi geleneksel bir ürünümüz olan zeytinde ise hiç de iyi olmayan bir yerdeyiz. Zeytin, Antep fıstığından sonra bölgemizin en önemli ikinci tarım ürünü. Gerek zeytin ve gerekse de zeytinyağı üretiminde Türkiye’de önemli bir noktadayız ama üretici zeytinden kaçıyor. Yılların zeytin ağaçları sökülüyor. Neden mi? Çünkü çiftçi zeytinden para kazanamıyor. Zeytin tarımı ile iştigal eden çiftçi çoğu zaman masraflarını çıkaramıyor.
Zeytin üreticisi çiftçiye, fidan dikiminden başlayarak, üretim ve pazarlamaya kadar her aşamayı kapsayacak yeni bir yol haritası hazırlamak gerekiyor. Ürünün rekoltesinin yükseltilmesinden çok katma değerinin yükseltilmesi önem taşıyor. Başta Nizip olmak üzere Gaziantep’te kaliteli zeytinyağı üretiliyor. Ama ne yazık ki, bu kaliteli ürünü hak ettiği fiyata satamıyoruz. Çünkü markalaşma bilinci düşük. Çünkü, tanıtım ve pazarlamada büyük eksikliklerimiz var.
Dolayısıyla Antep fıstığında olduğu gibi zeytin ve zeytin yağının geleceği için de bir yol haritasının uygulamaya konulması gerek şehrimiz, gerekse de ülkemiz ekonomisi için büyük kazanç olacaktır.
Mutlu haftalar dileğiyle…