Nasıl Bir İman

Nasıl Bir İman

Muhatap kendisine hitap edilen, söyleneni dinleyen manasına gelir. Kur’an ki insanlara bin dörtyüz sene önce nazil olmuş. Acaba kitabımız olan Kur’an’ın muhatapları kimlerdir?

Başta peygamberimiz (ASM) bütün insanlar ve cinlerdir.

Öyle bir Kur’an ki bin küsur sene önce nazil olmuş o zamandan bu zamana yüzer milyon insanlar her gün usanmadan tam bir şevkle ve ihtiyacını hissederek okuyorlar.

Bu okumalar şu anda içinde olduğumuz üç aylarda ziyadeleşiyor. İnşallah kavuşacağımız Ramazan ayı olan 24 Nisan 2020 Cuma günü itibariyle hem günlük hatimler, hem de teravihlerle daha da katlanıyor.

Bu vesile ile insan evinde cemaatle veya tek başına vaktin sünneti olan teravih namazını eda edebilir. Buna hiçbir engel yoktu. Namaz kılma yeri sadece camiler değildir. Allah bizim için koca yeryüzünü mescit yapmıştır. Biz “Allahuekber” deyip Cenab-ı Hakkın dergahına yönelip, kulluğumuzu her yerde icra edebiliriz.

Evet, Kur'ân bize bir hak din kitabı ve hükümler (kanunlar) kitabı ve hikmet kitabı, hem bir itikat kitabı ve iman ve zikir ve fikir ve dua ve davet kitabı olduğunu gösteriyor.

Her biri birer küçük Kur'ân olan ekser uzun sure ve orta halli (vasat) surelerde ve çok sayfa ve makamlarda yalnız iki üç maksatı ders vermiyor.

Kur'ân, mahiyeti hem bir zikir kitabı ve iman kitabı ve fikir kitabı, hem bir hak din kitabı ve hikmet kitabı ve irşad kitabıdır. Yani, çok kitapları ve ayrı ayrı dersleri içine alarak rububiyet-i İlâhiyenin her şeye kuşatmasını ve büyüklük tecellilerini ifade eder. Kur’an kâinat büyük kitabının bir nevi okumasıdır. Yani Kainatın anlamı ne, bize ne söylüyor, bu yaratıklar nereden gelip nereye gidiyorlar, vazifeleri ne? Açık, vazıh ve bedihi olarak Kur’an ders veriyor. İnsanı ve bütün kainatı manasızlıktan, hiçlikten, yokluktan kurtarıyor. İnsanı hakiki insan yapıyor.

Özet olarak; İman, insanı insan eder. Kesinlikle insanı sultan eder. Öyleyse, insanın asıl vazifesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.

Demek, iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül iki dünya saadetini gerektirir.

İnsan, Cenâb-ı Hakkın antika bir sanatıdır. Ve en nazik ve nazlı bir kudret mucizesidir. Bunun için Allah insanı bütün isimlerinin tecellisine (cilvesine) mazhar (şereflenme) ve nakışlarına vesile ve kâinata bir küçültülmüş örnek suretinde yaratmıştır.

İman nuru insanın içine girse, üstündeki bütün ince manalı nakışlar, o ışıkla okunur. O mü'min, şuurla okur ve o bağlanmakla okutur. Yani, "Sâni-i Zülcelâlin sanatıyım, mahlûkuyum, rahmet ve keremine (ikramına) sahibim" gibi manalarla, insandaki Rabbâni sanat meydana çıkar.

Demek, Sanatkarına bağlanmaktan ibaret olan iman, insandaki bütün sanat eserlerini meydana çıkarır. İnsanın kıymeti, o Rabbâni sanata göre olur; ve Samed olan Allah (CC) ile alakalı ayna itibarıyladır.

O halde, şu ehemmiyetsiz olan insan, şu itibarla bütün mahlûkat üstünde bir İlâhî olarak kendisine hitap edilen (muhatap) ve Cennete lâyık bir Rabbânî misafir olur.

İman, duayı bir kesin vesile olarak gerektirdiği ve insanın yaratılışı onu şiddetle istediği gibi, Cenâb-ı Hak dahi, meâlen, "Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var?" (Furkan Sûresi, 25:77.) ferman ediyor. Hem "Bana dua edin, size cevap vereyim." Mü'min Sûresi, 40:60. emrediyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri