Forma için oynayın derdik. ..!
Arma için oynayın derdik. ..!
Kırmızı kanımız, Siyah yasımız derdik...!
Renklerimiz için oynayın derdik...!
Kamil Ocak Stadyumunu dolduran taraftar için oynayın derdik..!
Başkan ve yönetim için oynayın derdik...!
Şerefiniz, haysiyetiniz için oynayın derdik. ..!
Tüm bunlar yetmez ise aileniz, çocuğunuz için oynayın derdik...!
Şimdi Fenerbahçe önünde oynanan oyuna ve alınan sonuca yukarıdakilerin hepsini yazsak olur değil mi?
Peki bunları okuyup, anlayacak, bu kelimelerin karşılığında kendisini motive edecek ruh, forma sevgisi, aidiyeti, takım ruhumu var ?
Ne teknik heyet, nede futbolcu grubunda !
Çünkü o zaman takım, teknik heyet şehirle, taraftarla iç içe idi. Şimdi bırakın taraftarı ben spor yazarı olarak takımı tanımıyorum. İki aydır ne teknik direktör ne futbolcular bir basın toplantısı dahi yapılmadı. Takım Gaski tesisleri, stad, deplasman arasında kaldı.
Gelelim Fenerbahçe maçı ve GençlerbirliÄ£i önündeki beklentilerimize;
Fenerbahçe maçında ki tek gerçek sanki sadece paralı askerlerin oluştuğu lejyonu andıran bir topluluk.
Bizi bir haftadır üzen, kahreden, utandıran koşmayan, mücadele etmeyen., rakibe baskı yapmayan, farklı sonuca isyan etmeyen ve ulusal basın tarafından alay edilen takıma.
Yoksa biz geçmişte çok farklı mağlubiyetler gördük, gelecekte yine görebiliriz ama pazar günü oynanan maçta olduğu gibi değil .
Bu takımın ne tesiste, ne kulübede, nede saha içinde bir lideri, bir komutanı yok.
Hatırlayın lütfen;
Küme düşme hattında olduğumuz sırada isteksiz oynayan, top kaptıran, mücadele etmeyen Tabata gibi yıldızı hakemin ilk yarı bitiş düdüğü ile birlikte soyunma odasına kadar onu kovalayan bir kaptan Mehmet Polat sayesinde kümede kalmıştık.
GençlerbirliÄ£i maçında biz koşan, mücadele eden, isyan eden bir takım istiyoruz.
Çok şey degil. ...!
Eskiden ;
Eskiden ;