İnsan sağlığı için son derece önemli bir besin olan yoğurt, Türklerin dünyaya armağanıdır. Ancak, yoğurdu üretenler dertli mi dertli. Yüksek girdiler ve düşük ürün fiyatı, sektördeki hijyenik koşullara uyulmadan yapılan kontrolsüz üretim, devlet desteklerinin yetersizliği hayvancılığın en önemli sorunları arasında yer alıyor.
Uzun yıllar Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı da yapan Veteriner Hekim Mehmet Satıl'la, hayvancılığın genel durumu ile süt ve süt ürünleri üretimini konuştuk. Aynı zamanda Gaziantep Süt Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan Veteriner Hekim Mehmet Satıl'la, Oğuzeli ilçesine bağlı Büyükşahinbey (Körkün) köyünde bulunan çiftliğinde bir araya geldik. Geniş bir arazi üzerine kurulu devasa bir tesis. Ama tesisin çoğu boş. Küçük bir bölümünde inekler var. Çiftliğin neden boş olduğunu sorduğumuzda, aldığımız cevap şaşırtıcı oldu:
"Burada 1500 hayvanımız vardı. Ancak, maliyetlerden dolayı sayıyı çok düşürdük. Çünkü bir hayvan günlük yaklaşık 40 liralık kaba yem tüketiyor. Diğer giderler hariç. Hayvancılıkta dünyanın en pahalı girdileriyle üretim yapıyoruz. Ancak, Dünyanın en ucuz sütü Türkiye'de. Sektör kan kaybediyor. Şartlar düzelirse tekrar hayvan sayısını artıracağız. Bizim en büyük girdimiz, kaba yem. Uruguay, Yeni Zelanda ya da Orta Avrupa ülkelerinde bir yağış rejimi var. Bol yağış var. Dolayısıyla hayvan kaba yem ihtiyacının tamamını doğadan alıyor. Bunun için herhangi bir enerji ya işçilik harcamıyor. Bizde ise kışlar sert. Bir tek ilkbaharda yağış var. Dolayısıyla kaba yemin üretilmesi ve hayvanlara ulaştırılması çok yüksek maliyet gerektiriyor."
KALİTELİ YOĞURT NASIL AYIRT EDİLİR?
Gaziantep'te hayvancılık sektörünün duayenlerinden olan Mehmet Satıl, süt ve süt ürünleri üretiminde farklılaşmak, kalite ve hijyen gibi kavramları öne çıkarmak için "Erikce" markası ile süt, yoğurt, tereyağı ve Antep peyniri üretimi yapıyor. Modern bir tesiste, hijyenik ve kaliteli üretim yaparak, soğuk zincirle tüketiciye ulaştırılan ürünler büyük ilgi görüyor. Mehmet Satıl'a, "Bir tüketici olarak kaliteli yoğurdu nasıl anlarız?" diye sorduğumda çok şaşırtıcı rakamlar ve bilgiler veriyor:
"Çiğ süt üreticiden 2,2 TL'ye toplanıyor. 5 Kilosu 11 TL yapıyor. Buna KDV de eklemek gerekir. Ancak, piyasada 5 kilo yoğurdu 10 TL'ye satanlar var. Nasıl olur diyeceksiniz? Süt kullanmadan, içinde bir çok kimyasalları barındırır şekilde ürün yapıyorlar. Jelatin katıyorlar. Kıvamı ve elastikliği çok iyi oluyor. Tüketici buna aldanıyor. Bu nedenle kaliteli yoğurtta fiyat çok belirleyici bir unsur. Güvenilir markadan, doğru fiyata ürün almak gerekir."
Sektördeki birçok yeniliğe de öncülük eden Mehmet Satıl, Erikce markası adı altında market ve şarküterilere konulan "Sütmatik"lerle de önemli bir inovasyona imza attı. Çiğ süt almak isteyenler, hiçbir işlemden geçmeden, taze ve soğuk zincirle gelen sütleri, Erikce sütmatiklerinden istedikleri kadar ve güvenle alabiliyor.
DÜNYANIN EN ÖZEL PEYNİRLERİNDEN BİRİSİ
Antep peyniri, Gaziantep'in coğrafi işareti alınmış ürünlerinden birisi. Ancak tüketimi büyük ölçüde Gaziantep ve çevresi ile sınırlı. Erikce Süt, Antep peyniri ihracatı yapan ilk firma özelliğini de taşıyor. Suudi Arabistan'a yapılan ihracat sürekli artarken, Ortadoğu ve Arap ülkelerinde yeni pazar arayışları da sürüyor. Antep peynirini ayrıca, İstanbul'daki lüks restoranlar su böreği yapımında kullanıyor.
Satıl'a göre, Antep peyniri, dünyanın en özel peynirlerinden birisi: "Dünyada en güvenli şekilde yiyeceğiniz peynirdir. Kendi doğasında, hiçbir katkı maddesi olmadan hazırlanır. Yüksek ısıda haşlanır, tüm bakterilerden arındırılır ve yüksek tuzda tuzlanır. Uzun ömürlüdür. Yeterince tanıtılırsa ve üretilirse ülke ekonomisine büyük katkı sağlar."
İnsanlarımızın sağlıklı beslenmesi geleceğimiz için çok önemli. Bunun için de üretimin önünün açılması gerek. Veteriner Hekim Mehmet Satıl, hayvancılığın yeniden ayağa kalkması için şu çağrıyı yaptı: "Son üç yıldan beri ciddi bir anaç hayvan kesimi var. Süt üretimi düştü. Vatandaşın alım gücü de düştüğü için şu anda pazarımız daraldı. Devlet bu sektörü korumak zorunda. Bakanlık inek başına 5 bin TL yem desteği verirse bu iş yürür. Yoksa bizler batarız. Gelecekte de süt üretecek kimseyi bulamayız."