Denizlispor'un Galatasaray galibiyeti, Sivasspor'un Beşiktaş galibiyeti, Malatyaspor'un Başakşehir Galibiyeti ve Kasımpaşa'nın Trabzonspor önündeki gösterişli futbolu sonrası elinden kaçırıp tek puanla başlanılan ligin ilk haftasında hepimizin beklentisi bir sürprizde bizim takımın Fenerbahçe karşısında alacağı puan veya puanlardı.
Ama öyle bir lig başlangıcı yaptık ki, inanılmazın ötesinde tek kelime rezaletti.
20 dakikada 3 penaltı tamam ama Fenerbahçe bizim karşımızda sanki Barcelona, 39 yaşında ki Emre ise sanki Messi gibiydi. Aldı sazı eline oynadı, oynattı, ver kaç, uzun, kısa, kontra takımı adeta bir maestro gibi yönetti.
Bizim takım ise bu resitali bizler gibi seyretti.
Ya tamam mağlup olursun, fark da yersin ama oyuna, sonuca bir isyan edersin, beni üzen, içimi acıtan bu oldu. Yahu bir tanesi rakibe baskı yapmadı, sarı kart görmedi, savaşmadı..!
Peki böyle toplama ve her biri değişik ülkeden, farklı takımlardan her gün bir yeni transferle nasıl takım olacağız.
Üstelik bu sezonun ilk haftasında seyrettiğim takımlar gerçekten taş gibi. Beş tane büyüğü saymayalım tamam ama öbürleri Malatyaspor, Sivaspor, Çaykur Rize, Konya, Ankaragücü, Alanya, Antalya, Kasımpaşa iyi takımlar.
Yani biz eğer bu ligde kalıcı olmak istiyorsak öncelikle savaşmalı, mücadele etmeli, birlikte oynamalı ve takım olmalıyız.
Yoksa her birinin geldiği takımlar iyi olabilir, kendileri kaliteli olabilir ama bu ligin adı süper.
Maalesef üzülerek söylemelim ki, şu ana kadar izlediğim en kötü takımız.
Düşünün Fenerbahçe 5-0 önde bir faul sonrası tüm takım bizim Diarra'ya saldırıyor, biz ise seyrediyoruz.
Bizim takım lejyon askerleri havasından çıkamazsa işimiz hakikaten çok çok zor...!
İsyan!.!
İsyan!.!