Türkiye'de ayakkabı, terlik ve çanta üretiminde İstanbul'dan sonra en fazla üretim yapan ikinci il Gaziantep. Sektördeki üretimin yüzde 91'i İstanbul, Gaziantep, İzmir, Konya, Antakya ve Adana'da gerçekleştiriliyor.
Gaziantep, ayakkabının yanında terlik ve çanta imalatında da büyük pazara sahip. Özellikle okul çantasında Gaziantep, sektörde belirleyici durumda. Türkiye'de okul çantalarının yüzde 30'unu Gaziantep üretiyor.
Gaziantep'te sektörde yaklaşık 1200 firma bulunuyor. Firmaların yüzde 30'u küçük atölyelerden oluşuyor. Firmaların yüzde 60'ı KOBİ dediğimiz orta ölçekli işletmelerden, yüzde 10'luk kısım ise büyük işletmelerden oluşuyor. Gaziantep'te, geçtiğimiz yıl faturalandırılmış ayakkabı-terlik miktarı 152 milyon çift. Elbette kayıt dışı olanlar da var.
Ayakkabı sektöründeki Türkiye'nin en büyük iki fuarından biri İstanbul'da, diğeri Gaziantep'te gerçekleşiyor. İstanbul'daki fuar dünyaya hitap ediyor, Gaziantep'teki fuar ise büyük ölçüde Anadolu ve Ortadoğu pazarına. Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ayakkabıcılar Odası ve Akort Fuarcılık işbirliği ile gerçekleştirilen GAPSHOES Fuarı, sektörün prestijli fuarları arasına girdi.
Bu bilgileri Gaziantep Ayakkabıcılar Odası Başkanı Mehmet Emin İnce'den aldım. Mehmet Emin İnce, bu rakamları verirken, "Burada bir başarı var" diyor. Ardından da başarısız olunan noktaya dikkat çekiyor: "Kurumsallaşma noktasında sıfırız."
Başkan İnce'nin deyimi ile, Gaziantep'te heyecanlı bir ayakkabı-terlik sektörü var. Alt yapı var, birikim var, donanım var. Ancak, bunların yanında sektörün prangaları da var. Sektör bu ayak bağlarından kurtulması gerekiyor.
KONKORDATO ZEDELER DESTEK BEKLİYOR
İnce'ye göre sektörün en önemli sorunları ve çözüm yolları:
"Daha çok üretmek, daha çok satmak istiyoruz. Her şeyin en iyisini yapmak istiyoruz. Ancak, rekabet gücümüz zaman zaman yetersiz kalıyor. Bizim işletmelerimiz kurumsallaşma açısından çok yetersiz. Doğrudan ihracat yapamıyoruz. Ama dolaylı yollardan çok ciddi ihracatımız var. Mesela, Ayakkabıcılar Sitesindeki 120 kadar firmamız sadece Kuzey Irak'a yönelik üretim yapıyor. 60 civarında firmamız Bağdat'a, 40 kadar firmamız Libya'ya, 20 civarında firmamız da Cezayir'e çalışıyor. Ortadoğu'da ayakkabı ve terlikte söz sahibiyiz. Türk Cumhuriyetlerinde de bir pazarımız var.
İç piyasadaki ekonomik kriz, dövizdeki dalgalanma, batan ve konkordato ilan eden firmalar sektörü kilitledi. Kontrolsüz büyüme, yüksek giderler, tazminatlar, astronomik kiralar, bu işleri uçuruma götürdü. Bir çok marka battı. O markalarla iş yapan firmalar da batma noktasına geldi. Yıllardır biriktirdiklerimizi bir konkordato alıp götürüyor. Markalara, zincirlere, çok katlı mağazalara fason adı altında üretim yapan 100 e yakın işletmemiz var. Ancak sektörde arka arkaya gelen iflaslar, konkordatolar, bizim bu işletmelerde üretimin durmasına neden oldu. Bir markanın konkordato ilan etmesi ile iş yaptığı çok sayıda firma da krize giriyor. Sektörde çok sayıda konkordato zede oluştu. Bu krizin atlatılması için devletin desteği gerekiyor. Elimizde batan firmalara ait çekler var. Devlet bu çekler kadar bize kredi versin. Yoksa da sicil affı ile esnafın kredi kullanmasının yolu açılsın.
Bir de Suriye olayı var. Suriyeliler, kendi ürettikleri mallara 'Made in Turkey' damgası vurup, yurt dışı pazarlarda bizimle rekabet ediyorlar. Kayıtsız çalışıyorlar, daha ucuza mal ediyorlar. Bizim rekabet gücümüzü zayıflatıyorlar. Bu çok ciddi bir sorun. Biz vergi ve SSK gibi girdilerimizden dolayı Suriyelilere göre daha pahalıya mal ediyoruz. Terlik ve ayakkabıda 70 Cent ile 3 Dolar arasında fiyat farkı oluşuyor. Terlikte, ayakkabıda 1 Dolar çok büyük bir rakam. Burada ekmeğimizi o insanlarla paylaşıyoruz. Paylaşalım, ama şartlar eşit olsun. Onlar da bizim gibi kayıtlı çalışsınlar, vergi versinler, SSK primi ödesinler."
Başkan İnce, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Burada bir başarı var. Heyecan var. Heyecanımızı kaybetmeden daha çok üretmeye, satmaya devam edelim."