Öğretmen Öğrenci İlişkileri

Öğretmen Öğrenci İlişkileri

Kur’an’da geçen Hızır aleyhisselam ile Musa aleyhisselam kıssasını duymuşsunuzdur. Bu kıssa çok ibretlidir.

Öğretmen öğrenci ilişkilerinin nasıl olması gerektiği, Kur’an’daki Hızır aleyhisselam ile Musa aleyhisselam kıssasında ortaya konmaktadır. Bu kıssada, Hızır aleyhisselam öğreten, kendisinden farklı bir bilgi öğrenilmek istenen kişidir. Musa aleyhisselam ise öğrenci konumundadır. Kur’an bu ilişkiyi, şu ayetle başlatmaktadır.

“Musa, Ona (Hızır’a): «Sana, doğru yol olarak öğretilen ilimden bana da öğretmen için, sana tâbi' olayım mı?» dedi. (Kehf Suresi 18:66) Bu ayette ilim öğrenmek isteyen öğrencide bulunması gereken bütün vasıflar ifade edilmiştir. Bu vasıfların başında, öğrencisinin hocasına tevazu ile yaklaşması ve ondan ilim talebinde bulunması gelmektedir. Peygamberimizin şu hadisi, bu manayı teyit eder mahiyettedir:”İlim öğrenin. Kendisinden ilim öğrendiğiniz kişilere karşı mütevazı olun.”

Büyük müfessir Fahreddin-i Razi Hızır-Musa kıssasında, öğretmen öğrenci ilişkileri ile ilgili şu tesbitleri yapmıştır:

-Musa aleyhisselamın “Sana tabi olayım mı?” demesi, nefsini, hoca kabul ettiği Hızır aleyhisselama tabi kıldığını göstermektedir. Bundan öğrencinin öğretmeninin öğrettiklerini peşinen kabul ile tabi olması gerektiği kuralı çıkarılabilir.

-Musa aleyhisselam, nefsini hoca yerine koyduğu Hızır’a tabi kılmak için, önce ondan izin istemiştir. Bu izin isteği, tam bir tevazu neticesidir. Demek öğrencinin hocası karşısında tevazu hali tam olmalıdır. Onu kendisine rehber ve kılavuz kabul etmelidir.

-Musa aleyhisselamın, Hızır’la beraber seyahat etme sebebi; kendini bilgisiz kabul edip, Hızır aleyhisselamın ise bu konuda bilgi ile mücehhez olduğunu itiraf etmesidir. Öğrenci zaten kendini öğrenmeye muhtaç kabul etmeden, öğrenmeye adım atamaz. Öğrenmenin en mühim edebi, bilgi yönünden aczini ve eksikliğini kabuldür.

-“Doğru yola erişmek…” ifadesiyle, Musa aleyhisselam, Hızır aleyhisselamdan kendini irşad etmesi, bildiği doğruları kendine anlatıp aydınlatması isteğinde bulunmuştur. Öğrenmenin amacı da zaten doğruyu bulmak, doğru yolda gitmektir.

-Musa aleyhisselam, Hızır aleyhisselamdan, ona tabi olmak için izin istemesiyle, onun yaptıklarına ve öğrettiklerine itiraz edip tartışmaya girmeyeceğini, mutlak itaat edeceğini de peşinen ilan etmiş olmaktadır.

Ne var ki, Hızır aleyhisselam, öyle icraatlar yapmıştır ki Hz. Musa dayanamayıp itiraz etmiştir. Bu itiraz üzerine Hızır aleyhisselam, bu ilmi yolculuğunu sonlandırmak istemiştir. Ama Musa aleyhisselamın özür dilemesi üzerine birlikte yolculuklarını bir müddet daha sürdürmüşlerdir. Birlikte, üç olay yaşadıktan sonra, Hz. Hızır, Hz. Musa ile birlikte yolculuğunu bitirmiş ve Hz. Musa’nın itirazla karşıladığı, hikmetini bilemediği olayların iç yüzünü ona anlatmıştır. Bu kıssadan çıkan bir netice şudur:

Öğretmen ile öğrenci arasında algı birliği yoksa o öğretimin sürdürülmesi imkansızdır. Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın gördükleri ve yaşadıkları olayları farklı boyutlarda algılamaları onların birlikte yolculuk etmelerine engel teşkil etmiştir. Bu kıssa, bunu da ortaya koymaktadır. Eğitimde algı birliği önemli bir kuraldır. (Rahmet Müjdecileri Peygamberler Tarihi, Mehmet Dikmen, Nesil Basım-Yayın, 8. Baskı, Şubat 2021, İstanbul.)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri