Erol Maraş Yazıyor: 'Dedikodular doğru mu? - Gaziantep'te kaç şirket konkordato ilan etti?'

Erol Maraş Yazıyor: 'Dedikodular doğru mu? - Gaziantep'te kaç şirket konkordato ilan etti?'

Dedikodu kelimesinin hangi kökenden geldiğinden bahsederek yazıma başlamak isterim. Dedikodu; Ortaçağda dedikodu ("gossip") kelimesi (kökeni "godsibb"den gelir ve isim annesi/babası anlamı içerir), hamile kadına doğum sırasında destek olan kadınlar için kullanılmıştır. Aynı zamanda Araplarda çekiştirmeyi ve kıskançlığı ifade etmek için sıkça dedikodu kelimesi kullanırlar. Gaziantep'te eskiden Halep'in bir ilçesi olduğu için dedikodu bu şehre de iyi bir şekilde yerleşmiştir.

Bizim dedikodu ve yalanla işimiz yok. İddiaların ve dedikoduların doğru olup olmadığı konusunda da bir bilgimiz yok. Nedense Antep dedikoduyu çok seviyor. 4 milyonluk bir kentte bazı olayların olmasını da normal karşılamamız lazım ama bu dedikoduların gerçek olup olmadığını bizde yorumlayamıyoruz.
Ben bildim bileli Gaziantep'te dedikodu türü haberler çok sevilir. Bir de buna sosyal medyayı koyduğumuz zaman herkes istediğini yazar oldu. Her nedense Gazianteplilerin dedikodu, iftira ve yalanın sevdiğini de söylemek lazım. Bana göre Gaziantep büyük bir şehir değil küçük bir kasabadır. Neden derseniz... Herkes herkesi rahatlıkla söyleyebiliyor, yazabiliyor. Şimdi gelelim bu sosyal medyanın gücüne;

Bu sosyal medya ile ilgili kesinlikle bir düzenleme yapılmalı. Herkes istediğini yazıyor. Yalan mı doğru mu dikkat etmeden gündeme getiriyorlar. O nedenle İnstagram gibi güçlü bir yapıyı devlet katalog suçlarından dolayı askıya aldı. Bende özgür olup sansüre de her zaman karşıyım. Ne var ki haddimizi aşmayıncaya kadar.

Onun için bu sosyal medyanın Türkiye'de ilgili şirket sahiplerinin kesinlikle kontrol etmeleri gerek. Yoksa başta Facebook, Tiktok, İnstagram, Whatsapp vb. sosyal medya uygulamaları ahlaksızlığı artırıp toplumu yanlış bilgilendirmeye devam edecek.

Bunun içinde başta sosyal medya kullanıcılarına büyük görev düşüyor. Sorunları ve gündemdeki olayları tartışmak güzel bir şey ama ne var ki çok özgürlükte bize her zaman bol geliyor. İkide bir demokrasimiz 1960, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz gibi darbelerle kesintiye uğruyor. Özgürlüğünde her zaman olduğu gibi bir sınırı var. O nedenle elimizdeki sosyal medyanın iyi bir nimet olduğunu bilmemiz gerek. Dedikodu ve yalan varsa da onu yapanları da Allah'a havale ediyorum.


Konkordato aldı başını gidiyor!

Türkiye'nin 6. büyük sanayi kentinde Küsget, OSB, Busem gibi yerlerde 3500'e yakın işletme var. OSB'de de 2 bin fabrika var. Bu fabrikaların yaklaşık 52'si konkordato talebinde bulunmuş. İlgili mahkemeler bunların bir çoğunu da kabul etti.

Konkordato, bir şirketin zora düştüğü zaman , ödeme güçlüğünde bulununca ödemelerine erteleme istiyorlar. Bu bir yandan o şirketin en azından kısa bir süre nefes alıp tekrar faaliyetlerine devam etmesine olanak sağlıyor.

Şimdi Gaziantep'te konkordato haberleri yapıyoruz. Tabi iflas eden şirketlerde bulunuyor. Bu neden oluyor peki?

Gaziantep pandemiyi yaşadı, ardından deprem geldi mutlaka bunların bir zararını gördü. Dünyada da ekonomik sıkıntılar olunca Gaziantep'te bundan etkilendi. Bir de şöyle bir sıkıntımız var birisi bir iş yapınca diğeri de anlamadan balıklama o işe atlıyor. Ne bir araştırma yapar ne analiz yapar. Komşum bu işi yapıyorsa bende yaparım derler. Hep de öyle olmuştur... Şuan Gaziantep'te sıkıntıya düşen sektörlerde birçok aynı işi yapan şirketler bulunuyor. Bunlar arasında rekabet olunca büyük balık küçük balığı yok ediyor.

O nedenle konkordato artık Gaziantep sanayisinin vazgeçilmez bir unsuru oldu. Onun için konkordato ilan eden şirketlerden korkamaya gerek yok ama ne var ki bankacılar bunları kara listeye alıyor, tekrar ayağa kalmamaları için ellerinden geleni yapıyorlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri