Atilla abi hem Türk basını hem de Gaziantep basını için çok önemli isimlerden birisidir. 12 Eylül öncesi fotoğrafçılığı ile de ünlüdür. 1976 yılında Düztepe Mahallesi’nde Halkın Kurtuluşu Örgütü’nün Düztepe direnişine katıldı.
Direnişte o zamanın güneşin oğlu lakaplı emniyet müdürü Ahmet Karakurt’un yanlış talimat vermesi sonucu sağ kurtulacakları halde polis memurları ve direnişçi Mehmet Ali Özpolat ve İlhan Eren’in ölümüme neden oldu. Ahmet Karakurt hiç bir zaman bu insanların ölümünün hesabımı verdi mi vermedi mi bilmiyorum.
Atilla Karaduman Gaziantep’in tanınmış fotoğrafçısı foto malzemesinin sahibi be aynı zamanda ekmek fırınında kalledarlık yapan Halil Karaduman’ın oğluydu. Atilla abi 1974 yılında iki polis memuru ve iki direnişçiye ait çektiği bir fotoğraf ile bir anda ünlendi ve çektiği o fotoğraf Milliyet Gazetesi’nde tam sayfa yayınlandı ve ödül aldı.
Bu ödülü aldıktan sonra yine 1974 yılında Milliyet Gazetesinin temsilcisi olan ve aynı zamanda terzilik yapan Reşat Zorbaş’la beraber adliye ve polis muhabirliği yaptı. Daha sonra ise Halil Zor’un sahibi olduğu Özgür Gaziantep’te yazı işleri müdürü olarak çalışmaya başladı. Atilla abinin gelişi ile birlikte Özgür Gaziantep gazetesinin kimliğinde ve yapısında takdire şayan değişimler oldu.
Bende Özgür Gaziantep’te Atilla abi ile birlikte çalıştım. 1978 yılında cezaevinde yatan mahkumlara işkence yapıldığının iddia edilmesi üzerine Atilla abi ile birlikte röportajlar yaptık. Bir süre sonra bizi o dönemin 5. Zırhlı tugay Komutanı olan Doğan Solman paşa orduevine davet etti ve röportajlarla ilgili düşüncelerimizi sordu. Sonrasında ise 12 Eylül darbesi oldu Solman Paşa görevden ayrıldı ve yerine Şahabettin Balkan Paşa göreve başladı.
Darbe sonrası acımasız Şahabettin Balkan Paşa üst üste operasyonlar yaptı. Atilla abi ve Halil Zor’da nasibini aldı. Ben ise o sırada Gaziantep’te değildim. Sağolsunlar ne Halil abi ne de Atilla abi o kadar işkenceye rağmen benim adımı vermediler.
İşkence gören Atilla abi bana ; “Raci beni çok ezdiler, F tipi cezaevinde kaldım, İl jandarma komutanı Yüksel beni çok ezdi. Emniyet birinci şube müdürü Ünsal Kekavi, başkomiser Kemal Emre ve Mehmet Aykanat’tan da çok çektim “ dedi.
Darbeden sonra Atilla abi Milliyet gazetesinde Muzaffer Bal tarafından kadroya alındı ve işe başladı.
Atilla abinin ömrü zorluklarla geçti… Etkili bir kalem olmasının yanı sıra gazetecilik mesleğinden de hiç bir zaman ödün vermedi. Hürriyet gazetesi sahibi Sedat Simavi’nin de dediği gibi “Gerekirse kalemini kır ama sakın satma” ufkunda olan birisiydi Atilla abi…
Olay TV’de de bir dönem yorumculuk yaptı. 24 Ocak’ta Uğur Mumcu belgesi yaptı. 35-40 yıl geçmesine rağmen kimse bu konuyu Atilla abi kadar iyi anlatamadı.
Atilla abi bir süre önce Ayvalık’tan Gaziantep’e gelmişti daha sonra tekrar Ayvalık’a döndü ve burada geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. Keşke Atilla abi gibi bize gazetecilikte ,hayatta örnek olacak insanlar yetişmeye devam etse.
Devrimciliğin ve mücadeleci ruhunla seni unutmayacağız. Mekanın cennet olsun Atilla Abi…..