Akıl bazı şeyleri iyi bilebilir. Bunun için Rabbimizle irtibat çok önemlidir.
İnsanları çoğunun aşık ve müptela, tutkun olduğu dünya nasıldır? Ona baktım. Kur'an’ın Nuru ile gördüm ki birbiri içinde üç küllî dünya var. Birisi Allah’ın İlahi isimlerine bakar, onların aynasıdır. İkinci yüzü âhirete bakar, onun tarlasıdır. Üçüncü yüzü dünya ehline bakar, gaflet ehlinin oyun yeridir.
Hem herkesin bu dünyada koca bir dünyası var. Âdeta insanlar adedince dünyalar birbiri içine girmiş. Fakat herkesin hususi dünyasının direği, kendi hayatıdır. Ne vakit cismi kırılsa dünyası başına yıkılır, kıyameti kopar.
Nasreddin Hocaya sormuşlar kıyamet ne zaman? O demiş; hanım ölürse küçük kıyamet ben ölürsem benim büyük kıyametim olur. Gaflet ehli, kendi dünyasının böyle çabuk yıkılacak vaziyetini bilmediklerinden umumî dünya gibi daimî zannedip pek çok sever.
Başkalarının dünyası gibi çabuk yıkılır, bozulur, benim de hususi bir dünyam var. Bu hususi dünyam, bu kısacık ömrümle ne faydası var diye düşündüm. Kur'an’ın nuru ile gördüm ki:
Hem benim hem herkes için şu dünya:
Geçici bir ticaret yeri
ve her gün dolar boşalır bir misafirhane
ve gelen geçenlerin alışverişi için yol üstünde kurulmuş bir pazar
ve Nakkaş‑ı Ezelî olan Allah’ın tazelenen, hikmetle yazar bozar bir defteri
ve her bahar bir yaldızlı, cilalı mektubu
ve her bir yaz bir manzum, düzenlenmiş kasidesi, Allah’ı metheden manzumesi
ve o Sâni'‑i Zülcelal olan Allah’ın isimlerinin cilvesini tazelendiren, gösteren aynaları
ve âhiretin fidanlık bir bahçesi
ve İlahi rahmetin bir vazosu, saksısı
ve, sonsuz alemde, gösterilecek olan levhaları yetiştirmeye mahsus geçici bir tezgâhı mahiyetinde gördüm.
Bu dünyayı bu surette yaratan Hâlık‑ı Zülcelal olan Allah’a yüz bin şükrettim.
Ve anladım ki dünyanın, âhirete ve Allah’ın isimlerine bakan güzel içyüzlerine karşı insan nevine muhabbet verilmiştir. İnsan o muhabbeti sû‑i istimal ederek, kötüye kullanarak fâni, çirkin, zararlı, gafletli yüzüne karşı sarf ediyor. Dolayısı ile insanlar “Dünya sevgisi bütün kötülüklerin başıdır.” hadîs‑i şerifinin sırrına mazhar olmuşlar. (Lem'alar, İhtiyarlar Risalesinden faydalanılmıştır.)