Hastalık, musibet, bela, eza ve cefa ve sıkıntıların sabretmek şartı ile çok büyük mükafatının olduğunu unutmamak lazımdır.
Eyüp Aleyhisselam gibi yalvarmak gerektir."Eyyüb de hatırla ki, Rabbine şöyle niyaz etmişti: ’Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.’" Enbiyâ Sûresi, 21:83.
Hayat musibetlerle, hastalıklarla, sıkıntılarla, dertlerle ne olur? Saflaşır, kemal bulur, kuvvet bulur, yükselir, netice verir, gelişir, hayatla ilgili görevi yapar.
Yeknesak, monoton istirahat döşeğindeki hayat, bütünüyle iyilik olan vücuttan, varlıkta ziyade, kötülüğün kendisi olan yokluğa yakındır ve ona gider.
Her insan geçmiş hayatını düşünse, kalbine ve lisanına ya "ah" veya "oh" gelir. Yani, ya üzüntü çeker, ya "Elhamdülillâh", Allah’a şükür der.
Üzüntü çekmeyi dedirten, eski zamanın lezzetlerinin, zevklerinin sona ermesi ve ayrılığından ortaya çıkan manevi acılardır.
Çünkü lezzetin, zevklerin sona ermesi acıdır.
Bazen geçici bir lezzet devamlı, sürekli acı verir. Düşünmek ise o elemi, acıyı deşiyor, üzüntü çekmek akıtıyor.
Daha önceki hayatında geçirdiği geçici elemlerin, acıların sona ermesinden, son bulmasından ortaya çıkan manevi ve daimî lezzet, "Elhamdülillâh", Allah’a şükür dedirtir.
Bu yaratılışa uygun durumla beraber, musibetlerin, belaların neticesi olan sevap ve ahirete ait mükafat ve kısa ömrü musibet, bela sıkıntı vasıtasıyla uzun bir ömür hükmüne geçmesini düşünmek lazımdır. O zaman insan sabırdan ziyade, şükreder, “Küfür ve dalâletten başka her türlü hal için Allah’a hamd olsun.” der.
Zaten Eyüp (AS) da böyle yapmıştır.
Eyüp Aleyhisselam ne demişti? "Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin." Enbiyâ Sûresi, 21:83.
Şu dünya, imtihan meydanıdır. Hizmet yeridir. lezzet ve ücret ve mükâfat yeri değildir. Madem hizmet yeridir ve kulluk yeridir.
Hastalıklar ve musibetler, dinî olmamak ve sabretmek şartıyla o hizmete ve o kulluğa çok uygun oluyor ve kuvvet veriyor.
Ve her bir saati, bir gün ibadet hükmüne getirdiğinden şikayet değil, şükretmek gerektir.
Nefis muhasebesi için bugünün hayatımızın son günü olabileceğini tefekkür etmek lazımdır. Bu bizi nefsin esirliğinden kurtarır. (2. Lem’a’dan faydalanılmıştır.)