Ramazan ayı Kur’an’ın indirildiği aydır.
(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki Kur'an onda (ki Kadir gecesinde levh-i mahfuzdan semâ-i dünyaya) indirilmiştir. (O Kur'an ki) insanlara (sırf) hidayettir, doğru yolun ve Hak ile batılı ayırt eden hükümlerin nice açık delilleridir. (Bakara 2:185)
Dolayısı ile bu ayı en güzel değerlendirmenin bir yolu bol bol Kur’an okumak veya mukabelelere katılıp Kur’an’ı, o semavi hitabı dinlemektir. Gereğince amel etmektir.
Kur'an- Kerim; Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, Kur'an, bütün âlemlerin Rabbi itibariyle Allah'ın kelâmıdır.
Hem bütün yaratılanların İlâhı unvanıyla Allah'ın fermanıdır.
Hem bütün göklerin ve yerin, dünyanın Yaratıcısı namına bir hitaptır.
Hem Rububiyet-i mutlaka cihetinde bir konuşmadır.
Hem Allah’ın genel saltanatı hesabına bir ezeli bir hutbesidir.
Kur’an’ı Kerim bütün evliya ve sıddıkların ve arifler ve tahkik edicilerin muhtelif meşreblerine ve ayrı ayrı mesleklerine bakan bir kitaptır. Her birindeki meşrebin zevklerine layık ve o meşrebi tenvir edecek ve her bir mesleğin şartlarına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale meydana koyan mukaddes bir kütüphane hükmünde semavi bir kitaptır.
Hem her şeyi geniş olarak kuşatan rahmet noktasından bir Rahmani iltifatlar defteridir.
Hem Ulûhiyetin haşmetinin büyüklüğü haysiyetiyle, başlarında bazen şifre (huruf-u mukattaa-kesik harfler) bulunan bir haberleşme mecmuasıdır. Allah ile peygamberimiz arasında şifreli konuşmadır.
Hem İsm-i Azamın (Allah’ın en büyük, en kapsayıcı ismi) kuşatıcılığından inme ile Cenab-ı Hakkın en büyük arşının bütün dört bir tarafına bakan ve teftiş eden hikmet saçan bir mukaddes kitaptır. Ve şu sırdandır ki, "Kelamullah-Allah kelamı-sözü" unvanı tam layık olma ile Kur'an’a verilmiş ve daima da veriliyor.
Kur'an; asırları muhtelif bütün peygamberlerin kitaplarını ve meşrepleri, yolları muhtelif bütün evliyanın risalelerini ve meslekleri muhtelif bütün asfiyanın eserlerini icmalen-kısaca içine alır.
Altı ciheti parlak ve vehimler ve şüphelerin karanlıklarından uzak, safidir.
Dayanak noktası bilyakîn (şeksiz ve şüphesiz) semavi vahiy ve ezeli Allah konuşmasıdır. Hedefi ve gayesi, görür gibi ebedi saadettir. İçi, apaçık hâlis hidayettir. Üstü, mecburi olarak iman nurlarıdır. Altı, bir şeyi ilimle ve bâzı işaretleriyle bilmek şeklinde delil ve burhandır. Sağı, tecrübe ile kalbin teslimi ve vicdanın teslimidir. Solu, görür gibi kesin bir şekilde akıl ve anlama yeteneğini boyun eğdirmedir. Meyvesi, tam, kesin olarak Rahman’ın rahmeti ve Cennetler yurdudur. Makamı ve kıymeti, doğru bir idrak ile melek, insan ve cinlerin makbulü, beğendiği bir semavi kitaptır.
Allah hükmü kıyamete kadar devam edecek, milyarlarca kişinin inandığı ve tabi olduğu Kur’an’dan hissemizi ziyade eylesin. Hayatımıza hayat yapmayı ve onunla hayatlanmayı nasip eylesin. Amin.
(Bediüzzaman Said Nursi, İşaratü'l-İ'caz fi Mezanni'l-İ'caz. Diyanet İşleri Başkanlığı, 2. Baskı, Ankara, 2014. Sayfa 92-96) (Kısmen özetlenerek alınmıştır.)