Sumudica'nın bu takıma imza atıp döndüğü dakika, bende kalemimi asıp kendimi inzivaya çekip, rutin işlerime dönmüştüm. Bilmeyenler için tekrar yazayım, bilin isterim.
Yaklaşık 30 yıldır bu işin içerisindeyim, yerel Spor 27, Sabah ve Olay daha sonra Ulusal Sabah ve Herkes zannettiki bu işi profosyonelce, aylıkla, maniyle, napolyonla, reklamla, ilanla yapıyorlar. Aramızda tek profosyonel moderatörümüz Mustafa Teke kardeşimizdi. Bedrettin Ay ve ben gazeteciliği, futbolu, bu şehri ve takımlarını sevdik. Bu takım süper ligte olduğu sürece biz süper ligi yazdık, sizde bu takım sayesinde üç büyükleri ve inanılmaz yıldızları seyrettiniz.
Şimdi de herkesin pes ettiği, küme düştü dediği bir dönemde en başta ben kollarımı sıvadım ve klavyenin başına geçtim.
Öncelikle bu takımın 28 puanı var ve 18. Sırada. Ama daha ortada 10 maç ve 30 puan var. Üstelik Pazartesi günü oynayacağımız Beşiktaş ve Trabzonspor maçı hariç kalan sekiz maçın hepsi rakiplerimizle ve altı puanlık maçlar.
Onun için dün bitti, bugün var, yarın inanmak.
Bir takımı sadece futbolcular, puan cetveli, başkan, yönetim, teknik heyet düşürmez inanç düşürür, karamsarlık düşürür, umutsuzluk düşürür.
O zaman başkan ve yönetim kurulunu, transfer tercihlerini, teknik direktörü ve yapılan yanlışları şimdi tartışırsak paraşütsüz düşeriz.
Şimdi taraftarıyla, yönetimiyle, personeliyle, futbolcusuyla, basınıyla inanma ve kenetlenme zamanı.
Bunu Beşiktaş maçıyla birlikte başarırsak emin olun kümede kalırız. Bunu bana yazdıran takımın kalitesi. Çünkü hep deriz atanı ve tutanın iyi olacak. Kalede Nita, atanın Draguş ve onların yanına Papy, Nkdou, Eski hallaç, Ogün, Maksim, Gradel ve diğerlerini eklediğimizde bu takım kümede kalır.
Onun için şimdi Selçuk İnan'ı ve takımın topçularını tartışmak, başkan ve yönetimin yanlışlarını buzdolabına koymak ve şuna inanmak, inandırmak lazım.
Selçuk İnan Galatasaray, Trabzonspor ve Milli takımda kaptanlık yapmış, bizi unutulmaz 90 + frikiği ile
Avrupa şampiyonasına taşımış bir isim.
O korkaklar Çalımbay, Uçar ve Erdoğanların gelmediği yerde bu takıma inanmış, gelmiş bir isim. O zaman bizde ona inanalım ve hemşerimiz Edip Akbayram'ın unutulmaz eserini seslendirelim "Çocuklar inanın, inanın çocuklar. Güzel günler göreceğiz güneşli günler. Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler "
İnanmayan kim varsa, tesistende, staddanda, bu şehirdende gönderin gitsin.