Normalde her gün dedikodu-gıybet yapmaktayız. Acaba gıybet-dedikodu yaparak doğru bir hareket mi yapmaktayız?
Gıybet nedir? Gıybet arkadan çekiştirmektir. Hazırda o ortamda olmayan birisinin aleyhine konuşmaktır. Birisinin gıyabında (orada hazırda bulunmuyorken) hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemektir. Şahsın hoşuna giden şeyi söylemek gıybet olmaz.
İnsanın birisinin arkasından söyledikleri doğru ise gıybettir.
Eğer doğru değilse yalansa hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır.
Bu konu şaşmaz, doğru, istikametli örnekler veren kitabımız Kur’an’da nasıl geçmektedir?
Kur'an- Kerim’de "Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?" Hucurât Sûresi, 49:12. buyrularak bu yapılan işin çirkinliği izah edilmiştir.
Kınama ve gıybet, aklen ve kalben ve insanlık olarak ve vicdanen ve yaratılış olarak ve milliyet olarak kınanmıştır.
Hadis’de "Gıybet, kardeşini hoşuna gitmeyecek şekilde anmandır." (Tirmizî, Birr, 23; Dârimî, Rikat, 6; Mâlik, Muvatta, Kelâm,10; Ahmed b. Hanbel, II/384, 386). Şeklinde geçmektedir.
Gıybet, düşmanlık besleyen ve kıskananların ve haset ve inat edenlerin en çok kullandıkları alçak bir silâhtır. Şeref ve haysiyetini muhafazaya çalışan biri, bu pis silâha tenezzül edip (alçaltıcı duruma düşüp) kullanmaz.
Gıybet, hususi birkaç maddede caiz-mümkün olabilir:
Birisi: Şikayet biçiminde bir vazifeli adama der. Ta ki yardım edip o kötülüğü, o kabahati ondan gidersin ve hakkını ondan alsın.
Birisi de: Bir adam onunla birlikte çalışma yapmak ister, seninle meşveret eder. Sana danışır.
Sen de, sırf fayda için, kötü niyet taşımaksızın, meşveretin hakkını yerine getirmek için desen: "Onunla birlikte çalışma yapma. Çünkü zarar göreceksin."
Birisi de: Maksadı tahkir (aşağılama) ve teşhir (ilan etme) değildir. Maksadı tarif ve tanıttırmak için dese: "O topal ve serseri adam filân yere gitti."
Birisi de: O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir. Yani açıktan açığa kimseden sıkılmadan günah işleyen; işlediği günah ile öğünendir.
Yani fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği günahlarla öğünüyor. Zulmüyle lezzet alıyor, sıkılmayarak âşikâre (açıkça) bir surette günah işliyor.
İşte bu hususi maddelerde, garazsız (başka bir kötü niyet taşımaksızın) ve sırf hak ve fayda için gıybet caiz olabilir.
Yoksa, nasıl ateş odunu yer, bitirir; gıybet dahi Allah için yapılan işleri yer, bitirir.
Eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi bu durumda ne yapmamız gerekiyor? O vakit “Allahım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı mağfiret et.” demeli,
sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse,
"Beni helâl et" demeli.
(Mektubat’tan faydalanılmıştır.)