Cuma günü hutbede imam yahudilerin zulmüne dünyanın seyirci kaldığından bahsetti. İÇİNDE AZICIK İNSAFI BULUNAN NİR İNSAN BU ZULME SEYİRCİ KALAMAZ.
Bu insanlık dramı, müslümanların, milyonlarca kişinin hunharca öldürülmesi, yok edilmedi karlısında niçin sessiz kalınıyor?
Hayvanlar ve hatta bitkileri acıyan insanların insanlık dramı karşısında neden tüyleri dahi kıpırdamıyor?
Çünkü ölen müslüman. Onların nezdinde demek ki bir müslümanın bir hayvan kadar kıymeti yok.
Bu da Avrupa ülkeleri ve ABD gibi ülkelerin iki yüzlü, şarlatan olduklarının delilidir.
Gelelim inşirah suresine (94. Sure 1-8. Ayetler)
Habîbim) göğsünü senin (fâiden) için (açıb da) genişletmedik mi? (Genişletdik).
Senden yükünü de (kaldırıb) atdık.
(Öyle yükdü ki o) senin sırtına ağır gelmiş, (kemiklerini gıcırdatmış) dı.
Senin nâmını da yükseltdik.
Demek, hakıykaten güçlükle beraber kolaylık var.
Muhakkak güçlükle beraber kolaylık var.
O halde boş kaldın mı hemen yorul.
Ve (her işinde) ancak Rabbine sarıl.
Sûrede Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’e mânevî lütufları özetlenmekte, her güçlükle birlikte mutlaka bir kolaylığın olduğu bildirilerek Mekke’de putperestlerin baskısı yüzünden sıkıntı çeken Resûlullah ile müslümanlara teselli ve ümit verilmekte; onlardan Allah’a ibadet ve itaatlerini sürdürmeleri istenmektedir.
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/sure/94-insirah-suresi
Rivayete göre bu sûre inince Hz. Peygamber, 5 ve 6. âyetlerde güçlüğün yanında kolaylığın da bulunacağının iki defa zikredilmesini göz önüne alarak kendisine inananlara, “Müjdeler olsun! Size kolaylık geldi; artık bir güçlük iki kolaylığa asla galip gelemez!” buyurmuştu (Muvatta’, “Cihâd”, 6; Taberî, XXX, 151).
Oldukça muhtasar ve değişik şekillerde açıklanmaya elverişli olan “O halde önemli bir işi bitirince diğerine koyul” meâlindeki 7. âyetle ilgili olarak çok farklı yorumlar yapılmıştır (meselâ bk. Taberî, XXX, 152; Râzî, XXXII, 7). Bize göre İbn Âşûr’un, âyeti herhangi bir özel iş ve ibadetle sınırlamadan, “Önemli işlerden birini tamamlayınca ardından başka bir işe yönel ki böylece bütün vakitlerini önemli işlerle değerlendirmiş olasın” şeklindeki açıklaması isabetli görünmektedir (XXX, 416-417). Bu yoruma göre âyette Resûlullah’a ve onun şahsında müslümanlara bütün vakitlerini hayırlı ve yararlı faaliyetlerle değerlendirmeleri, ibadet, dua, tebliğ ve irşad gibi dinî faaliyetlerin de; çalışma, üretme, öğrenme-öğretme, yardımlaşma ve dayanışma gibi dünyevî faaliyetlerin de hakkını vermeleri istenilmiştir. Son âyette ise kişinin, gerek çalışmasında gerekse ibadetinde yalnız Allah’a yönelmesi, her işini öncelikle O’nun rızasını gözeterek yapması, ne diliyorsa O’ndan dilemesi, ne istiyorsa O’ndan istemesi emredilmiştir. (Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:643-644)
"Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!" Vecizesinde belirtildiği gibi er geç İslamiyetin muzafferiyeti, zaferi, galip gelmesi gerçekleşecektir.
Ancak en önemli nokta bizim dua ve ciddi kulluk vazifemizi ifa ile, sebeplere ciddi müracaat ile olabilir.
Gayret bizden Tevfik ve inayet Allah’tandır.