Şimdi Şahinbey Oto Sanayi Sitesinde (İsmi Mavi Kent Sanayi Sitesi diye de geçiyor.) yılların kaportacısı-göçük tamircisi Mustafa Kara benimle yaşadığı tarihi hatıramızı anlatacak. Buyurun Mustafa Bey:
Bu hadisenin geçtiği zaman 8-10 sene önce 2000’li yıllarda Gaziantep’te “Eski Garajlar” denilen bölgede oto lastik satanların orada, petrolün yanında, Kilis garajının orada Keleş Hoca Mağarası’nın üstü kısmında kaportacı olarak çalıştığım dönemde oldu.
Sayın doktor bey geldi, doktor kim? Yok ben ismini bilmiyorum,
Bizi Prof. Dr. Avni Gökalp Bey gönderdi size dedi. Ben de araba tamir ediyorum. Buyurun dedim. Şimdi ben arabanın orta direğini kesmişim, böyle çalışıyorum. Tam eğik vaziyette. Prof. Dr. Avni Gökalp Bey de beni aradı. Avni bey dedikine doktor beyi yanına göndereyim azıcık onunla bir ilgilen dedi. Başüstüne dedim ben de. Şimdi tam oturdum çırak bir abi geldi dedi. Ben doktor beyin geleceğini tahmin ettim. Tam böyle çömelmiş, oturuyorum. Doktor beyi görür görmez böyle bir kalktım.
Orta direği spiralle kesmişim doktor bey. Tam böyle kesmişim, tam kafama saplandı. Şarıl şarıl kanıyor. Naklen yayın bir baktım ki yüzüm kan oldu.
Doktor beyi tanımıyordum ilk defa gördüm hayatımda O halde kendisini gördüm. Orada kendisini gördüm ama ismini falan bilmiyorum. Abi bir baktım yüzüm kan. Hemen doktor bey benim için peçete getirdi. Peçeteyi kafama bastı. Çabuk arabaya bin dedi. Ben tanımıyorum ya. Ben bayılıyorum-ayılıyorum. Hemen devlet hastanesinin başhekimini aradı. Acile acil yetişmemiz için. Acilde acil doktoruna ulaştık. Acile hemen girdik. Ameliyathaneyi hazırladılar. Bilmem ne yaptılar? Dikiş atıldı. Hemen orada dikiş atıldı. Ben bayılmışım zaten. Serum filan takıldı. Takip edildi orada. Acilde müşahede odasında 3-4 saat yattım sonra gönderdiler. Ben nerdeyim? Yok hatırlamıyorum. Ben sizin bu hasta size emanet ben gidiyorum dediğini hatırlıyorum, sonrasını hatırlıyorum. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Ondan sonra senin izini kaybettim. Sadece Gaziantep Üniversitesindesinde doktor olduğunu biliyorum. Vay, işte yani öyle bir hatıra oldu. Bir sekiz on -sene falan geçti bu olayın üzerinden.
Yıllar sonra nerede buluştuk? Bu konuya gelelim. Gaziantep-Kilis yolunda benim bir bağevim var. Baba orayı satmak istiyoruz. Bizden alıcı var. Ooo! Doktor bey diye bir arkadaş. Kendisi dedi. ben doktorum dedi. Nerede dedim? Gaziantep Üniversitesinde dedi. Abi dedim. Avni bey var. Dedim. Prof. Dr. Avni Gökalp’i tanıyor musun? dedim. Tabii tanıyorum dedi. Ama ben konuşmasından aldım kendini. (Kendi Ege şivesi ile konuşuyor)
Abi sen benim hayatımı kurtardın dedim. Ne oldu ya? Dedi. Dedim abi sen benim hayatımı kurtardın, dedim. Orada bir ayrıntı var. Bu bağ evine satın almak için gelen müşterilere bakıyorum,ciddi alıcı ise gerekirse bağ evini gösteriyorum, gerekmezse göstermiyorum. “İşiniz gücünüz rast gelsin.” Diyorum. Doktor bağ evini ailesine de göstermek istedi. Anahtarı çıkarttım. Doktorum sen benim hayatımı kurtaran doktorsun. Dedim. Anahtar istediğin kadar sende kalsın. Bak alırsan al, almazsan alma önemli değil dedim. Bağ evinin anahtarını teslim ettim. Anahtarı herkese vermiyorum. Bu arada bir müşteri gelecek ama önemli değil sen bak. Dedi. Ondan sonra benim adresim şu. Artık yeni yerimiz “Şahinbey Oto Sanayi Sitesinde”. “Göçük Timi” olarak kaportacılık yapıyorum. İşin olursa emrindeyiz. Dedim.