Mehmet Akbaş Hocam Hz. Ömer’in hayatı ile ilgili çok güzel bir kitap yayınlamış. Kendisini tebrik ediyorum. Bu hazine değerindeki kitaptan küçük bir iktibas yapacağım.
Ayrıca kitaptan kısa bir bölümü Mehmet hocamızın izni ile siz sevgili okuyucularım ile paylaşacağım:
İman cihetiyle çok büyük liderler vardır. İşte bunlardan biri de Hz. Ömer’dir.
İmanlarını cesaretlerinde gösteren liderler vardır. İşte Hz. Ömer bu liderlerdendir.
Cesaretleri zaferlere dönüşen nice liderler vardır, işte bu liderlerden biri de Hattab’ın oğlu Ömer’dir.
Resûlullah (s.a.v)’in vefatından sonra İslam’ı yeryüzüne yaymada iki Raşid halife etkili oldu.
Bunlar Hz. Ebu Bekir ve Ömer’di…
Hz. Ömer’in on yıl kadar hilafette kalması onu Hz. Ebu Bekir’in bıraktığı yerden fetihleri devam ettirmesini, genişletmesini sağladığı gibi İslam’ın devlet bazında müesseseleşmesini de temin etti. İmandan aldığı gücüyle büyük başarılar gerçekleştirdi.
Şimdi kitaptan kısa bir iktibas:
Saîd b. Âmir’in dünya metaına karşı kaygısız duruşu hayret edilecek derecededir.
Bununla ilgili olarak Hz. Ömer (r.a)’le Saîd arasında geçen şu konuşmaya şahit olmaktayız:
Hz. Ömer (r.a), Saîd b. Âmir’e, “Mal olarak neyin var?” diye sorunca Saîd, “Silahım, bineğim, bir kölem ve eşime yardım eden bir hizmetçi” der. Hz. Ömer (r.a), “Bundan başka bir şeyin yok mu?” deyince Saîd, “Bu bana yeter, çok bile” der. Hz. Ömer (r.a), “Arkadaşların neden seni severler?” diye sorunca Saîd, “Onlara eşit davranıyorum.” cevabını verir.
Hz. Ömer (r.a), ona yardım olsun diye bin dinar verince Saîd, “Buna ihtiyacım yok, onu benden daha fazla ihtiyaç içerisinde olana ver” demişti.
Onun, ruhî yönünü takviyeye ve tefekküre geniş zaman ayırdığını görüyoruz. Bu yüzden tüm zamanını insanların işine harcamaktan uzak duruyordu.
Hz. Ömer (r.a), Hıms’a gelip de halka, valilerini nasıl bulduklarını sorunca Hıms sakinleri onun hakkında dört konuda şikayetlerini dile getirmişlerdi.
Bunlar, Saîd’in güneş yükselinceye kadar halkın arasına çıkmaması, geceleri kimseyi kabul etmemesi, ayda bir gün halkın arasına çıkmaması ve bazen de baygınlık gibi bir hale müptela olması şeklindeki şikayetlerdi.
Hz. Ömer (r.a) bu şikayetleri yapanlarla onu yüzleştirince Saîd, kendisine sorulanları istemeyerek de olsa cevaplandırmıştı.
Güneş yükselinceye kadar insanların arasına neden çakmadığını açıklarken hizmetçisinin bulunmadığını bu yüzden kendisinin hamur yoğurduğunu, mayalanması için beklediğini ve pişirip ekmek yapıp yedikten sonra ancak çıktığını belirtmişti.
Geceleri niçin kimseyle konuşmadığını izah ederken, gündüzleri halkın işine, geceleri ise Allâh’a ibadet ve itaate ayırdığını söylüyordu.
Ayda bir gün halkın arasına çıkmadığına dair şikayete karşı ise, bir kat elbisesinin olduğunu, onu yıkayacak bir hizmetçisinin de bulunmadığını ve onu yıkayıp kuruttuktan sonra giydiğini, böylece ancak akşam vaktinde onların yanına çıkabildiğini anlatmıştı.
Bazen baygınlık gibi bir hale müptela olmasını ise, Mekke döneminde sahâbeden Hubeyb b. Adî’nin Kureyşli müşrikler tarafından şehid edilmeden önce bedduada bulunduğunu, şehid edilip de bedeni paramparça edilirken kendisinin müşrikler safında olduğunu, bu gördükleri yüzünden ve ona yardım etmemesinden dolayı Allâh’ın kendisini ebediyyen affetmeyeceğini düşünüp bu hale düştüğünü söylemişti.
Zühd ve takvalarına dair örnekler verdiğimiz bu sahâbîler dışında Sûriye bölgesinde haklarında bu konuda bilgi sahibi olduğumuz başka sahâbîler de bulunmaktadır. Bu sahâbîler, takva ve zühdlerinin yanı sıra sabır, tevekkül, cömertlik ve daha başka üstün meziyetleriyle de tanınmışlardı. Burada onların sahip oldukları üstün meziyetlere dair tespit ettiğimiz bilgileri de vermek istiyoruz.
Hz. Ömer (r.a), bir defasında Muâz b. Cebel’e bir miktar para göndermiş ve elçisinden Muâz’ın parayı ne yapcağı konusunda malumat getirmesini istemişti. Muâz gönderilen paranın az bir miktarı hariç tümünü taksim etti. Muâz’ın parayı dağıttığını haber alan hanımı, ona sitem etmiş ve kendilerinin ihtiyaç içerisinde olduklarını belirtmişti. Muâz’ın bu davranışı karşısında Hz. Ömer (r.a), Müslümanlar arasında bu şekilde davranan kimseler bulundurduğundan dolayı Allâh’a hamd etmişti.
(Hz. Ömer-İman, Cesaret, Zafer. Prof. Dr. Mehmet Akbaş, Kayahan Yayınları, İstanbul, 2023)