Ben hep söylüyorum Gaziantep gerçektende güçlü bir sanayi şehridir, iş gücüde yoğundur. Depremden sonra Gaziantep sanayisinde biraz ihracatta sıkıntılar olduğunu görmemekte enayilik olur ama buna rağmen Gaziantep'te ki yaklaşık 2500'e yakın küçük ve büyük fabrika bulunmaktadır. Bunlara ayakkabı sektörü, mobilya gibi sektörleri eklediğimizde daha da güçlü bir iş gücüne sahip olduğunu net olarak görüyoruz. Şimde ben son günlerde bakıyorum OSB bölgesinde fabrikalar işçi arıyor, kariyer.net gibi plartformlarda da ilanlar o kadar fazlaki şaşmamak mümkün değildir. Bir çok fabrika sahibi ile yaptığım konuşmada TÜİK raporlarına göre işsizlik oranı %15'lerde bu oranda çok yüksek bir orandır. Diyelim ki Gaziantep’teki sanayi sektöründe 300 bin işçi çalışıyor bir çok fabrika kapasitesini artırıyor. Acil 50 bin işçiye ihtiyaç var. TÜİK raporuna görede işsizlik almış başını gidiyor burada bir çelişki görüyorum. Fabrika sahipleri işçi yok diye ısrar ederken, TÜİK'te %15'lik işsizliği gündeme getiriyor. Durum bu olunca ya bu iş arayanlar makam ve koltukta oturmak istiyor, iş gücünde çalışmak istemiyor yada fabriakların verdiği işçi maaşlarını beğenmiyor. Bunun başka bir yorumu yoktur. Ayrıca fabrika sahipleri Gaziantep'te hiç bir işçiye asgari ücret üzerinden maaş vermiyor daha fazla sosyal yardım vererek seyyanen zamları da eklersek orta düzeyde bir aylık alıyorlar. Esas benim söylemek istediğim çalışmak istemeyen işçiler devletten ve belediyelerden aldığı sosyal yardımlarla evlerine iyi bir para giriyor. Çocuk parası, gıda paketleri ve buna benzer destekler, işçi bir kişinin çalışmadan geçinebilecek bir durumda olduğunu gösteriyor. O zaman hep söylüyorum bu kadar devlet yardımıyla bende olsam çalışmam gidip fabrikada çalışmakyerine iPhone 14 alırım aldığım yardımlarla daha da bir hava atarım siz çalışıyorsunuz ben yaşıyorum gibi sözleri de duymamak enayilik olur. Gaziantep'te ki şuan bir çok fabrikada makinalar yatıyor. İşsizler ordusunun büyüdüğünü TÜİK söylerken ama gerçeğin öyle olmadığınıda Gaziantep'te gelip bütün bürokrasinin de görmesini istiyorum. Yani çalına iş var ama avantadan sosyal yardımlarla destekleyenler ayakta kalmaya devam ediyor.
YEME İÇMEDE PAHALILIK YOKMUŞ GİBİ
Biz geçtiğimiz hafta gasrtonmi şehri olan Gaziantep'teki son zamları gündeme getirmiştik. Bu zamlardan sonra başta Gaziantep'in milli yiyeceği olan nohut dürümünü satışında düşüş beklerken vatandaşlar dürüme hücum etti. Öğlen vakti bir çok yerde 40 TL'lik sıralar oldu. O zaman demekki neymiş zam geldikçe vatandaş daha pahalı ürünlere talep ediyor. Ben bu işi anlayamıyorum, çözemiyorum, zam yaptıkça bir şeyin satışı daha da artıyor. Gaziantep'te ne kadar restoran , ne kadar lokanta, ne kadar nohut dürümcüsü, ne kadar cafe varsa yer bulmak mümkün değil dönerciye gidiyorsun yer yok, lokantaya gidiyorsun yer yok, restorana gidiyorsun yer yok, cafeye gidiyorsun yer yok, kuruyemiş almaya gidiyorsun orada da sıra bekliyorsun vallahi ben bu Türk insanları ile ilgli ne söyleceğimi bilmiyorum söyleyeceğim bir şey de yok. Zam geldikçe stres atmak için mi yoksa bu yeme içme sektörüne hücum ediyoruz . Bu tuhaflık ben değil herkeste var. Bu fiyat tablosuna baktığımızda yeme içme sektörü boş kalması gerekirken acayip şekilde ilgi görüyor. Ben de olsam her hafta zam yapar daha çok para kazanırım . Halbuki ne yapmalıyız nohut dürümü 40 TL olduysa yemememiz gerekir burayada gitmemiz gerekir. Zamanda maliyeti 20 TL olan dürümü kimse 40 TL'ye satmaz. Bunları genel anlamda söylüyorum biz bu zamlara ödün verdikçe bu iş böyle devam eder. Eğer biz protesto edersek o zaman herkeste fiyata çeki düzen verir. Ben anlayamıyorum zamlara devam yeme içme sektörde uçmaya devam.