Kozluca Sakıp Çıkmazı ve 100 metre kare hayatlı antep evi.
Baba Kilimci Kasım Usta, Gaziantep'in elle kilim işleyen önemli ustalarından. Pir Sefa'da geniş bir dükkanda yedi tezgah ile ilmek ilmek sadece kilim değil, ömür dokuyorlar, ter dokuyorlar, aş dokuyorlar, emek dokuyorlar.
Aynı evin içerisinde üç erkek ve bir kız çocuk.Mehmet, Mustafa ve Ahmet ile tek kız Zeliha. Herkes yaşamak için çalışmak zorunda, anneler, kızlar iplik sarar, makara dizer, sonra ev işleri. Erkek çocuklar ise babalarına yardım ederler, iplik taşır, masura sarar, kilim istifler.
Fakat Mustafa Kıymık doğuştan belindeki rahatsızlığından dolayı babası o zamanın gözde mesleği saatçilik ve meşhur ustalarından saatçi Kamburun yanına çırak olarak konulur.
O zaman ki düstur ve gelenek ahiliktir. Çıraklar ustaya teslim edilirken eti senin, kemiği benim denir. Mustafa Kıymık'ta tam 40 yaşına kadar bu mesleği yapar. Hemde iyi yapar.
Onun için ölene kadar en önemli ses ne müzik notası, ne para sesi, ne su sesidir. O saatin tik tok sesine aşıktır. Çünkü o ses ve saatle ailesini geçindirmiştir.
Bir antep evi düşünün yüz metre kare içerisinde evli üç tane kardeş ve hep birlikte oturmuşlar senelerce. Çünkü yokluk yılları, bir kazana hepsi beraber şükretmiş, tek sofraya dört aile birden sığmış, neşe içerisinde, acılar, tatlı olmuş, tuzlular , ballı olmuş.
Mustafa Kıymık'ın ve ailenin hayatını değiştiren bir gelin hayatlarına girmiş Perihan Kıymık yada mahallenin gelini, ablası, bacısı, annesi.
Bir yağlı köfteyi sadece kendi ailesi ile değil kokusu gider diye mahalleli ile paylaşmış. Mustafa Kıymık'ın sadece eşi değil, aynı zamanda sırdaşı, arkadaşı, dostu, iş ortağı olmuş. Onu sahiplenmiş ve onun maddi, manevi eksiklerini sevgisiyle, fedakarlığıyla tamamlamış. Onu hep yüceltmiş, baş tacı etmiş ve sonrası iki kız ve bir erkek çocuk ile müthiş bir mücadele.
Herkesin çocuk yaşta gelin ettiği dönemde o çocuklarına kol kanat germiş, yememiş, yedirmiş, giymemiş, giydirmiş. Mustafa Kıymık çalıştığını kendisine getirmiş, o da gözleri adeta kör olana, sabaha kadar gaz lambasının altında antep işi işlemiş ve onları satarak kızlarını okutmuş.
Biz okuyamadık, siz okuyacaksınız diye onlarla birlikte ders yaparken başlarında oturmuş, onlar horaf olmasın diye kendi giymemiş onlara giydirmiş. Onlarda yani hem Fatma Kıymık, hemde Serpil Kıymık o 100 metrekarelik evin bir haznasında sabahlara kadar ders çalışmışlar, arta kalan zamanlarında annelerinin dikişine yardım etmişler.
Sonrası bilinen destansı başarı hikayeleri 2004 yılında başlayan milletvekilliği, kırmızı plakalı bakanlık ve son 10 yılda Gaziantep'in şehr-i emini. Serpil Kıymık ise eczacı olarak kendi ayaklarının üstünde duran örnek bir eş ve aile hanımı. Tek oğlu Ünal Kıymık ise Ankara'da bürokraside.
Kısaca Kozluca'dan Kasım Ustanın oğlu Mustafa ve eşi Perihan Kıymık'ın çocukları ile taçlandırdığı inanılmaz başarı öyküsü.
İkiside bayramda hem çocuklarına, hem ailelerine, hem dostlarına, hemde çok sevdikleri Gaziantep'e veda ettiler.
Ben bu yazıda size zirveyi değil, başarıya giden parke taşlarını döşeyen iki müthiş, fedakar anne ve babayı, perde arkasını yazmak istedim.
Ve aile olmanın, anne ve baba olmanın nasıl bir duygu olduğunu.
Mekanları cennet olsun.
Sonunu şöyle bağlayalım ;
Onlar önden gittiler ve inşallah cennette buluşurlar.
Aslında 50 yıl önceki resim ve anne, baba, üç kardeşin evin damındaki birliktelik karesi herşeyi anlatıyor.
Herkes Fatma Şahin için miletvekilim, kadın kolları başkanım, bakanım, başkanım der ama ben onu hep demir lady Margaret Thatcher'e benzetirim.